31 Mayıs 2011

incir reçeli: gene aklıma geldin...

....''Bana bu dünya da nefes alan bir şeyi sevme hakkı vermediler,ben de incir reçelini sevdim''..
...İnsanları yağmurda araba camlarındaki su damlalarına benzetirim. Tek başına yavaşken arkasından gelen bir damlayla birleşip güçlenirler ve hızlanırlar.İnsanlar bencil,saf..Herşeyin bir sonu oldugunu bilmiyorlar.Şoförün birden camı açabileceğini bilmiyorlar
'Hiç yadırgamadım yüzünü ,inan çok tanıdık'... gönlüme hoş geldin sevdiğim kusura bakma ortalık biraz dağınık.

amatör ebru oje yapımı, water marble oje denemesi :D

insanın sıkıntılı ve bir şey yapmak istemediği zamanlarda kendine bol bol vakit ayırır ya, o kadar da işi vardır, işte o anları yaşamaktayım, evdeki ojeleri sıraya dizdim, değişik bir şeyler yapmak istedim ve bayadır gündemde olan marble oje sürümünü denedim. başarılı oldum mu, hayır tabiki de, oldukça zor ama kafanın dağılması için oldukça güzel çünkü baya zamanını alıyor insanını. nedir, water marble? bildiğimiz ebru sanatı, ebru sanatını tırnaklara yansıtmak, bu nasıl oluyor derseniz gene su yardımıyla... ben yapamdım ama size anlatayım..
-cam su bardağına ılık oda sıcaklığında su
-kağıt havlu kaplayın masanızı,
-kulak pamuğu 4-5 adet,
-kürdan 4-5 adet
-3-4 renk oje (eski olmaması gerek)
-dudak kremi, lip stick,kullanmadığınız eski y a da bitmeye yakın olanlardan

ilkin süreceğiniz parmaklarınıza tırnak hariç dudak kremi sürün bu ojeyi aseton gbi kolay çıkaracaktır,etinizie sürün kremi tırnaga değil
sonra su bardağına,

ojelerden istediğiniz birini suya yakın olcak sekilde damlatıyorsunuz, birbirinin üstüne top top damla damla olacak şekilde diğerlerini de ekleyin
onlar genişleyecektir..
sonra kürdanla dıştan içe doğru ojelerin rengiyle oynayın size kalmış şekil


sonra parmagınızı dik değil hafif yatık daldırın, bekletin o sırada kulak pamuğunu da suya daldırınki fazlalık ojeleri emsin sonra çıkarın, tırnağınızı.. tasan yerleri silin güzelce...
ben bu olayı becersem de tırnaklarım çok uzun olmadığı için şekil anlaşılmadı..

sonra bu olayı susuz denemeye karar verdim ve daha başarılı oldum kanımca..onu da anlatayım: tırnağınıza örneğin beyaz, mavi, kahvverengi ojeleri boyuna boyuna şerit şeklinde sürün.. sonra kurumadan hemen, enine enine kürdanla sağ sol yapın, bu daha güzel oluyor.. ve hemen de kuruyor...


pure işkence

işkence edeni de etmeyi de ne kadar çok seviyorum

gözbebeklerin büyük, hayırdır aşık mısın?

 büyük göz bebekleriyle daha çekici bir görünüme kavuşulduğuna inanılır...
 Bu gerçeği asırlar öncesinden bilen pek çok kadın, büyük gözbebeklerine sahip olmak için bir çok şey denemiş, Örneğin Ortaçağ İtalya’sındaki kadınlar, zehirli bir bitki olan ve sinir sisteminde tahribata yol açan bir bitkiyi, güzel avrat otunu (atropa belladonna) sürerlermiş gözlerine.  İtalyanca’da güzel kadın anlamına gelen belladonna, zehirli de olsa, gözbebeklerinin aşırı büyümesine neden olduğu için İtalyan kadınlar için pek cazipmiş o zamanlarda. Kadının güzellik uğruna çektiği eziyetleri düşününce bunun da çok kaçk bi fikir olmadığını düşünüyorum..
bu çiçek işte :))
bir de aşık olunca ve heyecanlanınca kirpikleri bile titrer
sanki daha güzel oldu sayfa :) ben sevdim

30 Mayıs 2011

rengarenk

sıkıldığım zamanlar için evde uğraşılcak ve sonunda harika güzellikte görünüen bişi öğrendimm bugün :) olllleyyy

29 Mayıs 2011

http://www.renklerherkesicindir.com/

renkler insanın hayaliyle renklenir

28 Mayıs 2011

insanın biri

hasattan önce tarladan sökülüp alınması gereken zararlı otlar gibi

sakızı işi bitince oyun hamuru gibi kullanan ikinci bir insan varsa ona gitsin bu şiir

demekki gereğinden fazla sürmüş çocukluğumuz
günlere gün ekleyip son gün gelmesin hiç derdik
dalgalar en son nereye gider diye bakar
sessizliğe kapılırdık
salıncaktan korkardım ben,
denize fırlıcak gibi sallanıyorken
içimden dualar
çocuk aklımca
duam salıncak korkum için değil
seninle yakın olmak içindi

göz kırpışlarımız yaramazlıklara doyarken
yapış yapış elimizin ağzımıza gitmesi
saçlarımızın da dondurma yemesi
bodrum katını evimiz kabul etmemiz
yelpaze ile  kur yapışlarımız
tarifsiz oyunlar içinde bir çocukluktu


kocaman öpücük yollarken ayrı yollara
yolları ayagımızla tadarken
güneş arkamızı yakıyordu
ayak tırnaklarımıza toprak girmesi
kuma adımızı yazmak kadar zevkliydi
gazoz tadın var bende,
kendimi koklarken seni koklamışım
her sabah, rüzgarı sen diye çekiyorum içime
çocukluğumu
 içinde sen varsın diye
şimdi daha  çok seviyorum

yaşama uğraşı-cesare pavese..

Birinden öç mü alacaksın? Onu bağışlamış gibi davran; bırak, hayat öç alsın ondan

teneke şişeler gibi bükmek isterdim içimdeki kemirgenleri

televizyonda bir sokak röportajında gayet laylaylom bir şekilde aşk nedir diye insanlara soruyordu muhabir kız, herkes tanımladı gak guk diyen oldu,aşkı lanetleyen oldu, yanındaki sevgilisini gösteren oldu. Aman anne değiştir elalemin aşk anlayışından banane dememe kalmadı bir muhabir edasıyla bana da annem Aşk nedir nörsma diye sordu, düşünmeden ''aşk tanıdıkça yani yaşandıkça azalır'' dedim. Çok tanımak istedikçe karsındakini bir cezbediciliği kalmıyor bence. çok sorgulamadan,deşmeden yaşananları mutluluğuna bakarsan aşkı sürdürebilirsin...
gerçi, aşkını ilan etmekte yapılan en büyük salaklıklardan biri benim için, yapmıştım...boyumun ölçüsünü almıştım.. o zamandan beri susuyorum ben ; beni düşünen, seven olmadıkça kimseyi düşünmüyorum, sevmiyorum..Ama şimdi aklıma geld inot edeyim Elif Şafak'ın Araf kitabında aşk için demişti ki:Belki aşk sevgiliyi kazanmayı değil, kendini onda kaybetmeyi gerektirir,Kendini kaybettiğinde ve ego kuleni yıktığında karşılığında sevilmişsin sevilmemişsin ne fark eder... (doğru bu kadını seviyorum, onun gittiği, bulunduğu yolu seviyorum) belki de bir insana değil, ben aşka aşığımdır...

27 Mayıs 2011

günün özeti

tarçın kokan kırmızı sakız - obladi oblada diye bitecek bir gün

26 Mayıs 2011

bakılcak erkek

bora öztoprak ah ahhh :) çok beğeniyorum hala,ahhaah çiçek dilligil ve bora öztoprak gibi mutluluğum olur inşallah benimde :) çok seviyorum bu aileyi, oğulları da bal gbi

25 Mayıs 2011

ödev ödev ödev ödev haziran 5e kadar ödev yapımı

derste demişti biri

gerçek yoktur sadece varsayımı vardır..
ayın cillopu :))))))))

24 Mayıs 2011

bulutlarda kendimi gördüm

tanıyamadım seni çok
mis kokunla uyanmayı sevdim
ışığın gözüme vurunca defettim
gece yıldızları birleştirdim
bulutların geldi bozdu kızmadım
yeşilini severken tutsak ettin
beyazını görünce imdat dedirttin
kırmızını görmek için bekliyoruz
yaz geç gelecek diyorlar
hadi al da gel kırmızıları mavileri
çal dünyama,boya yaz ayını rengarenk
Kişinin Konuşmalarında İNŞALLAH demesi mükemmeliğindendir, ALLAH korusun demesi kadere inancındandır,iyi söz söylemesi ALLAH KORKUSUNDANDIR.

yolunda gitmiyor aksi şeytan

negro ve portakal suyu günün anlam ve önemini bana gösterirken hukuk testi çözmeye başladığımı da kutlar gibiydi..geç olsun güç olmasın.

.gene moralim bozuluyor neyin üzerine düşsem beni üzüyor sınav bile üzdü beni :(

23 Mayıs 2011

tütüpane

kütüphaneler, ikinci odam sayabilirim oraları, zaten kitapların içindeki her şey başlı başına cennet meyvesi gibi, doyurup, mutlu edebiliyor.

rüzgarın kokusu beni aşık etmeye yeter...

salıncak sırası beklemiyorum, kendi kurduğum salıncağımda artık kendim sallanıyorum

körebe hatası

sürekli benim hatamdı, ben çok sakarım, çok düşüncesizim diyip  dolaşan insanlara demek isterimki: eğer siz bunları söylemezseniz kimse de farketmez ama sırf siz söylediğiniz için en ufak sorunda herkes sizin başınızı ağrıtır, sen benim suçumdu diyip kabullendiğin için diğerleri de bunu senin üzerine yıkar. halbuki, o işte herkesin suçu vardır ama sen kendini öne atıp feda ettiğin için kurban sen olursun. o yüzden, hiçbir zaman hiçbir iş ne kadar başarısız olursa olsun tek suçlu bendim her şey benim yüzümden kötü oldu deme.kimsenin seni ortaya alıp şuçu hatalı o demesine izin verdirtme.

sliding doors

filmde dikkat ceken sözler: ahlaktan arındırılmış insan ve kimse idam edilmeyi beklemez

eskiyi tazelemek güzel oluyor ve daha çok anlamlı geliyor, bayadır izlemediğim bir filmi canım izlemek istedi, aradan 9 yıl geçmiş izlemeyeli, ve bu sefer daha çok hissederek izledim, vay be bu da benim başıma gelmişti cümlesini daha sık söylemeye başladım, daha iyi idrak ettim. sevildiğini sanıp arkandan iş çevrienler, kötü olayların ardarda gelmesi, tam sevilceğini umuyorken onunda diğerleri gibi oluşu, kendi çabaların, düzgün ve dürüst oluşnla karsıdakinin ters orantılı halleri, yalnızlığı seviyor olman, aşka tutulunca bir haftada eskiyi unutman ya da öyle sanman, saniyelerin önemi burada göze carpıyor. Ve anlık yaşadığımızı gösteriyor. ama hiçbir ilişkinin kutsal olmadığını gözümüze sokuyor.   kimse idam edilmeyi beklemez. ve o esmer adamın telefonun her çalışında  diğer sevgilisiyle konuşurken, erkek arkadasıyla konuşuyor gibi yapışı hepimizin yaptığı bir harekettir, çoğu insanın yaşamış olduklarını güzelce film yapmışlar bakalım bir daha ne zaman izlerim :)))...raslantının böylesi değil, kör gözüne parmağım bence yani gerçek hayatta olsa anlamak isteyip de anlamamak olur sadece bu

19 Mayıs 2011

duyurulur

çorapsız yatma sezonu başlamış bulunmakta :)

17 Mayıs 2011

anlatım bozukluğu örneği

televizyon izlerken anlatım bozukluğu testi çözmek pek akıllıca değil, yanlışlar  insanın gözüne-kulağına giriyor adeta :)

yeni ekonomik bağımsızlığına kavuşan ülkeler diye başlayan bir detay haber.....anlatım bozukluğu : ekonomik bağımsızlığına yeni kavuşan ülkeler olacak..
kumru kardeş bakma öyle doğru değil mi :)))
oysa ben parlak kırmızıyı sevmiştim.

14 Mayıs 2011

candan erçetin-meğer...

uyanıp dinlemek istedim bu şarkıyı gece, iç çeke çeke dinledim, umarım yakın bir zamanda daha dinlemek istemem. ne doğru sözlermiş, ne kadar hiisederek söylenilmiş, bravo, yıllarca değerini yitirmez çünkü insanlık hep bu duyguyu yaşamıştır. sevdiğin arkadasın zamanla senden kopuşu, tuhaf bakışlarını her an üzerinde hisseder olman, kibirlere bürünmesi.....



ben ne çok hata yapmışım meğer
gözüm kapalı bakmışım meğer
yıllar geçmış ben saymışım meğer
dostum sanıp aldanmışım meğer
yıllarca sürer sanmışım meğer
boşa kalbimi açmışım meğer
vakit kaybıydı diyemem ama sen hiç dostum olmamışsın meğer
olsun varsın pişman değilim biraz üzüldüm hepsi bu
ağlamam artık gidenlere ağlamam artık bitenlere
ağlamam artık üzenlere ihanet edenlere
ben ne çok hata yapmışım meğer
seni yokken var saymışım meğer
yollar gitmiş ben kalmışım meğer
aşkım deyip hapsolmuşum meğer
bir ömür sürer sanmışım meğer
ben boşa kürek çekmişim meğer
vakit kaybıydı diyemem ama senden çoktan vazgecmişim meğer
olsun varsın
pişman değilim
biraz üzüldüm hepsi bu
ağlamam artık gidenlere ağlamam artık bitenlere
ağlamam artık üzenlere ihanet edenlere

13 Mayıs 2011

muzlu pasta, bulurum kendimi yasta

küçüklükten beri muzlu pastayı çok severim, ayrı bir düşkünlüğüm vardır ona, çok nadir yerim sadece, ve ev yapımı olursa makbuldür benim için. garip olansa, muzlu pastayı yemeden onu koklarım, ağzıma alırken daha bir duygu patlaması yaşarım, duygulanırım, iştahım kapanır, hayvan gibi hızlı yiyebilecekken,  lokmaları dakikalarca öğütmek isterim, muzlu pasta ve o vanilyalı puding içimi gözlerimi bulutlandırır resmen.bi tuhaf olurum bu pastada. sebepsiz yere gözlerim donar kalır suskunlaşırım, gene de en sevdiğimdir. bir cheecake in ya da bir çikolatalı pastanın yerini tutmaz benim muzlu pastam :) hem severim hem duygulanırım..
kadınlar kendilerini üzen seyleri bir o kadar da sever derler bu benim için de doğru, kabul ediyorum :)

tek doğru yok dünyamda

karsı tarafı şeytanlaştırırken kendini kutsallaştırmak, insanın büyük bir hatası olsa gerek.

12 Mayıs 2011

en kötüsü muhafazarlık, ailesine, kızına,karısına, belli bir süre oğluna göz açtırmaz öcü gibi yaşatır, fanus bir hayat sunar, ama kendi reismişcesine karılara laf atar, alemin alasını yaşatır kendisine, içkili barlardan eve dönemez, parayı kendi kendine karı kızla harcar ama ailesine gelince onları yalnız memlektelrine bile göndermez neden elalem kocası yok der diye. temizlik, nezaket bilmezler, saygıyı sadece erkeklerine gösterirler, kadın onlar için seks için gerekli, evleri otel amaçlıdır, hayatta sadece para ve sahip olamadığı kadınlar vardır, dinlerini göstermelik yaşarlar, ibadetlerini göstermelik yaparlar, hayır işlerini herkesin gözüne soka soka yaparlar, acımasız olurlar dört duvar arasında, beyinlerini çalıştırmaya üşenirler, kuvvete, şiddete başvururlar. spor gazetesinden başka okudukları olmaz. doktora gitmeyi günah ya da ayıp sayarlar, eşlerini alıp bir doktora götürmeye üşenirler ama başka kadınlarla ya da oğlanlarla zevk yaşamayı,para ve vakit harcamayı çok ama çok iyi bilirler.
 o adamdan boka peçete bile olmaz, çöp bile daha değerlisir en azından yenilenebilir bir hakkı vardır, o tür adamlara Allah sopası müstehak.Allah onları  sadece sevgili kullarından değil her canlıdan uzak tutsun. Kara cahillik kadar kötüdür bunların yapıları.

10 Mayıs 2011

feridun düzağaç konseri güzeldi, merve ile de çok güzel vakit geçirdim, o olmasa gitmezdim,

gökyüzü ile göztemasım sonucu her şey beynimden silindi uzunca bir süre gökyüzüne söyledim ben şarkıları, sadece ona, hiç kimseyi ima etmedim söylerken, bulutlar ağır ağır ritme kapılmışlardı, taaki bir sarkıda  sevdiğim başka sevenim başka diyene kadar, orda bir kez daha duygusallığımı yitirdim, gerçeklerle yüzleştim, bakacak ne bulut kaldı ne gökyüzü gözlerimi hüzün doldurdu silmedim durdurmadım mani olmadım, avaz avaz söyledik, her sey normale dönmüştü çünkü..

9 Mayıs 2011

internette sansür, al biraz da sen sür...

pire için yorgan yakmak
bir pire için yorgan kullanılmasını yasaklamak

sıkıntı, musibet anında okunacak dua

inna lillahi ve inna ileyhi raciun

8 Mayıs 2011

doğurmakla gerçek bir anne olunmayacağını bilen herkesin anneler günü kutlu olsun....
içimi dışımı bilen, her günümü kendiyle güzel kılan canım annem iyiki annemsin ve  birlikteyiz.

5 Mayıs 2011

yakıştırdım

beyaz peynirle domates gibi
simitle demli çay gibi
kakaolu bisküviyle portakal suyu gibi
benle sen gibi
bugün
gördüğüm her güzel şey..


4 Mayıs 2011

o şimdi fransa'da :) inşallah güzel geçer günleri...
Ben deli..  ''sen'' benden deli.. acariz kanallari.. cevreyi, deprem riskini, nufusu hic dusunmeden..


internet yasagı da 22 ağustostan itibaren oluşturuluyormuş, iyi mi kötü mü bilemiyorum, o günleri yaşarken yorum yapalım. ama  erkeklerde bazı şeyler tavan yapıp, tecavüz, taciz artabilirr ve evlenme yaşı aşağıya düşebilir...internette söylenmesi yasak yazılması yasak olan kelimelere aliyenihüsnüsaliye yi de eklesinler...

3 Mayıs 2011

sephiroth :)


önce


sonra
açan çiçeklere bakıyordum yol boyunca  pembe, beyaz, mor, sarı hepsi de en güzel zamanlara gebe, rüzgarla mis gibi yayılan kokuları, şu dünyada yaşamaya-görmeye değer binlerce güzelliğin olduğunun en basit örneği...dalından kokladım koparmaya kıyamadım

2 Mayıs 2011

galvanize

güzel günleri görme vakti ortadoğu için gene ertelendi..pakistan halkı için üzülürüm, hindistandan çektiği yetmezmiş gibi...kaderden öte mi bilinmez ama mısırlı doktor Eymen el-Zevahiri karşılığını en acımasız şekilde vermesi kaçınılmaz gibi, israil de uslu durmayacak,kaddafinin küçük oğlu da, torunları da elvada demiş... 11 eylülde yakınlarını kaybeden bir çok insan içinse zafer demek bu, obama da sempati kazanmıştır seçimler için ve halksa rally around the  flag 'i kanıtlamış oldu.., ama barış ve huzur gene ertelendi, olan halka olacak...
ama büyük hedef pakistan, el kaidenin hedef listesinde olabilir :((

diğer aklımdaki soru islamiyete bakış değişir mi, göçmenler birer potansyel terörist üyesi olmaktan çıkacak mı acaba???

1 Mayıs 2011

iki insanın küs olması bu sefer kritik bir durum

tükenmekte olan bir dili sadece iki insan biliyor onlar da birbirne küs :( kimse barıştıramıyor...


Dünyanın en eski dillerinden biri olan Ayapaneco’nun sözlüğünü hazırlamaya çalışan antropologlar büyük bir sıkıntı yaşıyor. Zira bu dili konuşabilen dünyada sadece iki kişi kaldı, onlar da birbiriyle konuşmuyor.
Bugün Meksika olarak bilinen topraklarda yüzlerce yıldır konuşulan Ayapaneco dili, İspanyolların işgalinden, savaşlardan, devrimlerden, kıtlıklardan ve sellerden sağ çıkmayı başardı. Ancak bugün birçok yerli dili gibi Ayapaneco’nun da nesli tükenmek üzere.
Guardian gazetesinin haberine göre bugün dili akıcı bir biçimde konuşabilen sadece iki kişi hayatta: 75 yaşındaki Manuel Segovia ve 69 yaşındaki Isidro Velazquez. Ancak mesele şu ki Tabasco eyaletinin Ayapa köyünde 500 metre mesafedeki evlerde yaşayan bu iki adam birbiriyle konuşmuyor.
Küslüklerinin ardında ne yattığı tam olarak bilinmese de ikiliyi tanıyanlar, birbirlerinden hiçbir zaman hoşlanmadıklarını söylüyor.
Ayapaneco sözlüğünün hazırlanması çalışmalarında görev alan Indiana Üniversitesi’nden dil antropologu Daniel Suslak, “Pek ortak noktaları yok” dedi. Suslak, Segovia’nın “biraz aksi” Velazquez’in ise daha “itidalli” ve evinden çıkmayı sevmeyen bir insan olduğunu ifade etti.
Antropologlar zamanla yarışıyor
Sözlük yazma sürecindeki antropologlar, resmen zamanla yarışıyor. Guardian’a telefonla bir röportaj veren Segovia, “Benim çocukluğumda herkes bu dili bilirdi. Yavaş yavaş konuşanlar azaldı. Sanırım ben ölünce kimse kalmayacak” dedi.
Velazquez’le aralarında bir düşmanlık olduğunu reddeden Segovia, 10 yıl önce ölen ağabeyiyle sürekli olarak Ayapaneco dilinde konuştuklarını böylece dili öğrendiğini anlattı. Segovia hala eşi ve oğluyla bu dilde konuştuğunu belirterek, “Ama onlar beni anlıyor da konuşamıyor” dedi. Velazquez’in ise artık ana dilini hiç kullanmadığı ifade edildi.
Suslak, Ayapaneco’nun her zaman için diğer güçlü yerel dillerle çevrilmiş bir “dil adası” olduğunu belirtti. Dilin tarihsel gerilemesi 20’nci yüzyılın ortasından itibaren İspanyolca’nın eğitim dili olarak kabul edilmesiyle hızlandı. 70’li yıllarda yaşanan göç ve şehirleşme, köyde yaşayan ve dili konuşan çekirdek kitlenin dağılmasına neden oldu.
Aslında dilin adı Nuumte Oote
Meksika’da toplam 68 tane yerel dil bulunuyor. Farklı lehçeleri de hesaba katılırsa bu sayı 364’e çıkıyor. Tehdit altında olan başka Meksika dilleri de var ancak Ayapaneco’nun durumu çok radikal.
Aslına bakılırsa Ayapaneco bu dile yabancıların verdiği bir isim. Normalde Segovia ve Velazquez dillerini “Gerçek Ses” anlamına gelen “Nuumte Oote” olarak isimlendiriyor. Segovia ve Velazquez de dilin farklı varyasyonlarını konuşuyor. Bu yılın sonlarında yayımlanacak sözlük iki versiyonu da içeriyor.
Ulusal Yerel Diller Enstitüsü son çare olarak kurslar açarak dilin öğrenilmesini sağlamaya karar vermiş. Dersleri de Segovia ve Velazquez’in vereceği ifade ediliyor.
Suslak dilin çok zengin olduğunu, özellikle de “hindi gibi guruldamak” anlamına gelen “kolo-golo-nay” gibi yansıma sözcüklerin çok olduğunu belirtti.

Etiketler

göbek eritme (3) candan erçetin (2) kanarya (2) temizliği (2) tubun faydaları (2) 19 (1) 1970 (1) 200 tane gezegeniniz varmış gibi yaşıyorsun ancak yalnızca bir dünyamız var (1) 35 ölü (1) A1 (1) AGİT (1) Affrican Commission (1) Afrika Şartı (1) Madde 19 vatandaşlıktan çıkarılma (1) Mahkeme (1) Mariami Abduselişi (1) O beni “Herhalde” sevmiş. (1) Women's Rights (1) acıtıyor (1) adım google'da çıkmasın (1) algı gerçektir (1) altın (1) altınları (1) amniyo sentez (1) amniyosentez (1) ankara (1) arama motoru (1) asma (1) auto erotic asphixication (1) ayak (1) ayak temizliği (1) azınlık hakları (1) ağlamak (1) ağız kokusunu önlemek (1) babet yara yaptı (1) bahar (1) baklava (1) bakım (1) balböceği (1) barış manço (1) batı trakya türkleri (1) bel kemeri (1) brokoli salatası (1) brugge porselen (1) brütüs (1) bulantı (1) buzdan müze. (1) böğürtlenimsi (1) can dündar (1) caught in the middle (1) cemal süreya.. (1) depeche mode (1) deprem (1) dirsek bakımı (1) diş eti (1) diş ipi (1) diş sağlığı (1) dondurma (1) dondurucu soğuk (1) downsendromu (1) düğün davetleri (1) el ayak bakımı (1) el kuruluğu (1) el nemlendiricisi (1) elma (1) elmalı cevizli puding (1) fahri (1) forum (1) foça (1) free love (1) funda arar (1) geceler. (1) genetik hastalıklar (1) genç (1) godotyu beklerken (1) google (1) gögüs (1) gökçe (1) güney afrika (1) güneşli bir sabah (1) hakikat komisyonu (1) havilland krem (1) hepatit b (1) hitler (1) hocam (1) hz.muhammet (1) iktisat (1) ileri yaştaki kadınlar (1) ipuçları (1) ishal (1) istanbul (1) isviçre (1) italy (1) jane eyre (1) jinekoloji (1) jooble (1) jooble-tr.com/ (1) joseph (1) julide ateş (1) kadınlar için şınav (1) kafes temizliği (1) kanser riski (1) karartma günleri (1) karpuz çekirdeği (1) karsı dağların heybetinden mi gireyim?? (1) karın düzleştirme (1) kavun (1) kazaklı tüy =) (1) kilo almak (1) kissing you goodbye (1) konular (1) kpss (1) kuklagiller... (1) kusma (1) kuyumcu (1) külah (1) külah pasta (1) kırmızı turp (1) kızgın güneş (1) lavanta (1) lavanta çayı (1) leperuj (1) leyla ile mecnun (1) mekik (1) mengele (1) muhabbet kuşu (1) muhabbet kuşu bakımı (1) muhabbet kuşu banyo (1) muz sesleri (1) nara (1) nedensiz (1) nelson mandela (1) oldies (1) pamela anderson (1) patatesli börek (1) patatesli peynirli börek (1) patos (1) pervasız (1) peygamber efendimiz (1) peynir (1) phokaia (1) plastik su şişeleri (1) porselen bebek (1) poselen bebek (1) push up (1) rafet el roman nerdesin (1) roboski (1) sarı lira (1) sayesinde (1) sende mi brütüs (1) senede bir gün (1) sivrisinek (1) sivrisinek kovar (1) soframız (1) sor dağılımı (1) sosyal (1) soğan (1) star tv (1) storia di un tale (1) su (1) suluk (1) sus küçüğüm söz büyüğün (su küçüğün söz büyüğün (1) süt (1) sınav nasıl çekilir (1) sırt yağı eritme (1) tam buğday ekmeği ve faydaları (1) ters mekik (1) the gummy bear (1) the pierces (1) tooner dolls (1) torba (1) trt haber (1) tuttu fırlattı (1) tüylenmiş kazak (1) uludere (1) under the tuscan sun (1) uygun ayakkabı seçmek (1) vasiyet (1) yalnızlık 2013 (1) yalnızlık kalbimin ilelebet sahibi (1) yaz salatası (1) yağ yakan besinler (1) yağ yakma (1) yeni logo star tv (1) yeşillik (1) yorgun (1) yorulmadan zayıflama (1) yumurta (1) yüzünden.. (1) zayıflamak (1) zeybek vs yunanistan davası (1) çanta (1) çat pat deil sular seller gibi (1) çıtır börek (1) çığlık (1) ölüm orgazmı (1) öteki kadın (1) özel geceler çin (1) üniversite (1) şınav (1)