29 Şubat 2012

dört yılda bir'in kerameti

bugün evlilik-çıkma teklifi, başkasından güzel bir hediye alan kaç şanslı vardır acaba =)

ben de kendi kendime bugünü özel kılcak bir seyler yaptım anı olarak kalsın istedim..

ancak ve ancak bugün artık yılın özel bir günü,

bir yerden aklımda kalmış, dört yılda bir yaşanan bugün kadınlara ilk adımı atma şansını getirmekte.. yani evlenme, çıkma teklifini bugün kadınlar yapmalı..Her 29 şubatta sevdiğinize evlenme teklifi edebilirsiniz kadınlar =)))

 erkek kendisine yapılan bu teklifi kabul etmek zorunda değildir fakat reddettiği taktirde de bir hediye ile kadının gönlünü alması gerekirmiş..
Külkedisi misali 24.00 olmadan elinizi çabuk tutun da kime teklif etmek istiyorsanız edin.. belki kabul eder sevdiceeniz :p

evliliğe giden yol katliamdan geçer

çek cumhuriyetinde romanlar: ''rızam dışında kısırlaştırıldım''..

Çek Cumhuriyeti, 1971-1991 arasında zorla kısırlaştırılan çoğunluğunu Romanların oluşturduğu kadınlara tazminat ödeyecek.
Çek Cumhuriyeti, çoğunluğu Romanlardan oluşan ve rızaları dışında kısırlaştırılan kadınlara tazminat ödemeye hazırlanıyor.
Çek Cumhuriyeti'nde 1971-1991 yılları arasında binlerce kadın Roman nüfusunun Çek nüfusundan daha hızlı artığı gerekçesiyle, rızaları dışında kısırlaştırma operasyonu geçirmeye zorlanmıştı.
Hammarberg raporu, geçmişte yapılan bu uygulamaya dikkat çekerken Çek Cumhuriyeti İnsan Hakları Konseyi, mağdur kadınlara kişi başı 300.000 Çek Korunası ödenmesini önermişti. İnsan Hakları Komiseri Monika Simunkova da, geçtiğimiz hafta hükümetin bu konuyu tartışması ve sene sonuna kadar bir "telafi mekanizması" geliştirmesi gerektiğini dile getirmişti.
Ayrıca Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Ayrımcılığı Önlenmesi Komitesi 2010'da Çek hükümetini bu uygulamaya maruz kalan kadınlara tazminat ödemeye ve uygulamanın önüne geçmeye çağırmıştı.
BBC'nin haberine göre bugün Prag'da hükümet sözcüsü Jan Osuc tarafından yapılan açıklamaya göre hükümetin aldığı karar doğrultusunda yıl sonuna kadar uzmanlar tarafından kimlere tazminat ödeneceği ve tazminatların miktarı tespit edilecek.
Eski Çekoslovakya'da 1980'lerden beri 90 bine yakın kadının kısırlaştırıldığı tahmin ediliyor. Avrupa Konseyi İnsan Hakları raporlarına göre, konuyla ilgili tıbbi kayıtlar ya hastaneler tarafından ya da sel ve yangınlar sırasında yokolmuş. Şimdiye kadar hiçbir doktor veya sağlık personeli zorla kısırlaştırma ameliyatlarından cezalandırılmamış.
Zorla Kısırlatırma Mağdurları Grubu üyesi Elena Gorolova, "Rızam dışında kısırlaştırıldım. Bana bir kağıt imzalamamı söylediler ama nedenini açıklamadılar. Bir daha çocuğum olmayacağını sonradan anladım. Doğurma hakkımı elimden aldılar" diyor.
Zorla kısırlaştırma operasyonunun Macaristan ve Slovakya'da da uygulandığı iddia ediliyor. (ÇT)
*bianet'ten alıntıdır.

27 Şubat 2012

unutmaktayım

yine ler artık ı n yerini almakta


=( kötü bir gidişat var gibi..

zorunda mıyım =)

öztürkcell in zorunda mıyım şarkısını dilberay söylüyormuş =) ben de radyoda dinlerken kim kim bu derdim..
sanırım kendisi düzceli, hemşerim =)
medarı iftirarımız =)
flashta kendisini görünce bakmaya korktuğum insan =) eskiden hoş kadınmış ama..zaman işte, tüm güç zamanda güzellikte değil...

gözüme takıldı

kızılay metrosunun bir bölümünde erbakanın hayatından kareler var...isteyen bakar, ben yarın farklı bir güzergah yolundan gitmeyi tercih edicem...

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi vs. Erbakanın Gençliğe Hitabesi

hande yener- bu yüzden

içindeyken çok acı aşk
dönüp geçmişe bakınca güzel
yani şimdiden ayrılmayı o yüzden seçtim ben

mükemmel malesef sıradan
çekilince aşk acısı aradan
yani şimdiden ayrılmayı o yüzden seçtim ben

sevmedim fikrini aklından çıkar
bil ki yeni gelenler eskiyi aratıyor

aşk dediğni germelii böylesi sıkar
son zamanlarda tarih kendini tekrarlıyor

iyice ezberle tenimi
ruh değiştirir tutmaz kabını
yani şimdiden ayrılmayı bu yüzden seçtim ben

arada varsa aşka inanan
çekinmesin gelsin sıradan
yani şimdiden ayrılmayı bu yüzden seçtim ben

sevmedim fikrini aklından çıkar
bil ki yeni gelenler eskiyi aratıyor

aşk dediğin germelii  böylesi sıkar
son zamanlarda tarih kendini tekrarlıyor

hocalı vs. ermeni soykırımları

bir nefret başka nefretle dindirilmez..
hiç bir acı da bir başka acı ile geçmez

kutsal değerlere yaklaşım

 Barış ve medeniyet taraftarı olarak gözüken müttefik güçler, insani müdahaleler adı altında Afganistan’da adeta taş üstünde taş bırakmamaktadır. Bu tip eylemlere ek olarak da, sivillerin değer atfettiği olgular üzerinde de tahribatları olmaktadır.   Afganistan’daki son olaylar üzerine bir şeyler söylemek gerekirse; müttefik güçlerce, manevi değerler üzerinden insanlar psikolojik kayba uğratılmaktadır. Çatışmalar, savaşlar can almaya, fiziksel tahribata odaklı olsa da bu işin dolaylı olarak görülen psikolojik boyutu da ölümler kadar etkili olmaktadır.  Örneğin, Afganistan’da Bagram Amerikan üssündeki personellerin dini içerikli kitapları yakma girişimleri üzerine Afgan halkını galeyana getirmiştir. Halk sokaklarda ve hava üssüne yakın yerlerde protestolara devam etmektedir. Öfkeli Afgan halkı yabancılara ölüm sloganları atarken, Afgan yetkilileri de imha edilmekten son anda kurtarılmış dini içerikli kitapların kendilerine NATO askerlerince teslim edildiğini belirtmiştir. İmha edilen dini kitapların Bagram Hapishanesi’ndeki tutuklularca kullanılmış olduğu da basına yansıyan bilgiler arasındadır.

Protestolarda halk kendi kendine de zarar vermektedir. Halk, öfkelerinden ötürü havaya ateş açtıklarında kendileri gibi diğer sivilleri de vurma tehlikesi bulunmaktadır. Veyahut halkın öfkesini dindirmek, çatışmaların önüne geçebilmek için görevlerini yapan polislerle siviller arasında anlaşmazlıklar çıkmaktadır. Ülke kendi içinde, bir çıkmaza yuvarlanmaktadır.

Yabancı güçlerin, Bagram hava üstündeki personellerin bu tür mukaddes değerlere zarar vermeleri de dolaylı yoldan bir insan hakları ihlali olarak görülebilir. Çünkü insanlar inandıkları sayesinde bir bütünlük, anlam kazanırlar bu yüzden de siviller bu tür olaylara hiçbir zaman kayıtsız kalamamaktadır. Evinin, tarlasının yakılmasına tepki gösteren insan bayrağının, kutsal kitabının yakılmasına da aynı şekilde tepki gösterecektir.

Kısaca, insanların kabullendiği mukaddes değerlere zarar vermek, insanları onlardan mahrum bırakmak da şahsa yapılmış bir ihlal gibidir. İnsanları bu tür olaylar (bayraklarını, dini kitaplarını yakmak, devlet büyüklerinin posterlerini yırtmak) çok daha kolay iç karışıklığa itmektedir. Zaten, orada bulunan yabancı güçlerin temel hedeflerinde gizliden gizliye bu kurgu bulunmaktadır. Yani, halkın kendi içinde ayrışması, ayaklanması, gösterilerde yayılan öfkeler, ruhsal çöküşler sivillerin ölümünden daha uzun süre etkili olmaktadır. Çünkü bu olayları görerek yaşamak, çaresizliğe sığınmak, yabancı güçlere mahkûm olduğunu bilmek ve onlardan da manevi olarak da zarar görmek insan onuruna zarar vermektedir. Herhangi bir sivil kaybı söz konusu değil diye düşünülebilir ancak burada müttefik güçler sivillere karşı artık kutsal değerler üzerinden psikolojik tahribatlar uygulamaktadır ve bu tahribatlar en az ölümler kadar halkı öfkelendirmekte ve uzun süreli etkiler yaratmaktadır.
hiç uyanasım gelmedi =S

26 Şubat 2012

polat

polat'ı bugün ilk defa uzun süreli dışarı çıkardık, öncesinde dükkanda ve dükkan çevresinde geziyordu. şimdi parka götürünce delirdi resmen çocukların bacaklarına yapışıyordu =)
insanlarda ay ne iğrenç şeymiş diyemiyorlar tabi alışmışlar süslü köpeklerin gezdirilmesine bizim garibi gördüklerinde şaşkınlaşıyorlar hele tasmalı olunca hakkaten komik oluyo, bi de babam ona bağıırıyo gitme gel dedikçe baya yaşadığımız rezillikler oldu =)
 babam arabada terlemiştir diye polatı hemen de dışarı çıkarmadı böyle kapıyı araladı bekliyo, napıyon baba diyorum, demez mi teri soğusun öyle indircem...


kara ilk defa bastı diyebilirim polat, çünkü babam yürüttüğü yerlerin hep kuru olmasına dikkat ediyordu ama bugün görsün oynasın istedik, karları yaladı oynadı bizlerle sonra titremeye başladı, koşturduk.. arabada kutuya koyduk, ısındı gene çıkardık.. babam köpeğe aynı evladı gibi bakıyo.. agzını burnunu siliyo.. benim de hayvan öpme hastalığım vardır, eğer kendim bakıyorsam muhakkak öperek severim, başkası tarafından bakılanları zaten öpemem de ama benim gözetimimde olanlarda içim rahat olur. babama çaktırmadan bol bol öptüm o da anlıyo eşek sıpası dizime sarılıyo eğilmem için..
daha havlayamıyo tabiki =)
babamı uzun zamandır böyle hayvan sever olarak görüyorum, eskiden de beslemiştik ama benim büyüme sürecimde hep aman yavrum uzaktan sev derdi elletmezdi pek ama şimdi tam tersi elim köpeğin ağzından çıkmıyo hiç bir sey demiyor, gerçi aşılarını oldu.. babam da çok seviyor oynamayı, hatta yüzünü yalayınca ses çıkarmıyor, şimdiye kadar birçok kazağının kol kısımları dişlenmekten sökülmüş halde.. ama işte babam da kıyamıyor hayvana..

bugün ilk defa uzun soluklu bir park gezintisi yaptı, diğer köpekler geldikçe babam hemen kucağına alıyodu o da çok komiğime gitt,i mikrop geçer diye =) sonra işlerimizi hallettik, akşam üstü de dayanamadık amcamlarla eymire gitmeye karar verince tekrar polatı da aldık yanımıza.. millet köpeği seviyor ama sasıyorlar da tipsiz lan bu dercesine hiç bi özelliği yok niye bakıyolar buna dercesine.. ailecek bile fotograf çekilirken polatı önümüze  koyduk.. benimsedik biz onu çok =)

gökyüzüne bak =)

bu akşam iki yıldızın ortasında hilal var çok güzel.. fotogram mahkinemle çektim ama tabiki hiç anlaşılmıyor.. göz kadar güzel bir fotoğraf makinesi olamaz zaten..

gökyüzüne baktığımda hep bir anlam yüklerim..
bugün yüklediğim anlam annem  babam ve ben  ve hep yanyanayız =)
 üçlü parıltı =)
çocukluktan beri ne çok anım oldu şu eymirde. en güzel anılarım  ve en kötü bir anım  orda, hiç unutulmamak üzere söz verilmiş bir halde bende saklı..en son ekimde gitmiştim güzel güneşli bir günde,, dilimi ve damağımı arı sokmuştu ve sonrasında hatırlamaktan nefretettiğmi bi sürü şey.. neyse bunlar silindi güzel bir gün yaşandı...

ama diğer her sey rölantide, günler devinip duruyor..kalbim kıpırdanıyor biraz ama gene susuyor işte..

bayadır da yazamadım, değişik bir ruh halindeydim, iki gündür halam amcam kuzenlerim hep birlikteydik..
tekrar tekrar yaşamak dileğiyle ayrıldık bir haftasonundan daha =)

25 Şubat 2012

abbyy finereader için ne uğraş verdik ama ya =) teşekkür ederim tekrardan
aman 3 gün kaldı unutmamam lazım.

24 Şubat 2012

 insan haklarına geçtim. iyiki geçtim mutluyum ama bir çok sorun hep beni buluyo.. hocalar onaylıyor enstitü hayda bu nerden çıktı diyor.. her sey engele takılıyor tez konum danışmanım gerekçe bildirmediğim için reddedildi, ya bölüm değiştirmeden daha büyük geçerli bir neden olabilir mi yaaa.. bu gibi işlerle uğraşmaktan hedeflediğim işler aksıyor.. üf, hocalarla konuşmaktan da bıktım artık

23 Şubat 2012

can bonomo- love me back

çok ama çok sevdim, ilk dinleme de bile yadırgamadım sanırım ilk beşteyiz =))

nannnnnanaananaa
ŞU AN KENDİMİ DAHİ İLAN EDİYORUM  SÜPER YA BAŞARDIM ÇÖZDÜM bilgisayardaki sorunu, adam çözemedi ben çözdüm ben çözdüm =)))))))))))) =)

22 Şubat 2012

ekran alıntısı aracı ne çok sevdim ben seni ya =)))

günümün anlamı

17.yy'da duraklama döneminde yapılan ıslahatlar maliye ve askeri alanlardadır.
=)

21 Şubat 2012

guantanamo

you are in a place where there is no law,we are the law

''us military intellinge officers''...

20 Şubat 2012

manidar.

vay be,opera ve tiyatro delisiymişisz de haberim yokmuş, hiç yer yok bu hafta :( gene erteliyoruz...

ankaralı

başlığı Angaralı diye okuyan gerçek bir Ankaralıdır =) BEN ÖYLE OKUMUŞTUM :pP bunlardan facebookta ve gelen maillerde o kadar çok varki bazılarını buraya da koymak istedim.

19 Şubat 2012

kalamam arkadaş

murat bozun bazı şarkılarını hakikaten çok seviyorum misal aşkı bulamam ben, geri dönüş olsa, üzüleceksin... fakat bazlarını da duydukça kaçasım geliyordu..

girişi polifonik müzik çalan telefonları hatırlatsa da kalamam arkadaş şarkısını dinledikçe daha çok sevmeye başladım.. dinlenildikçe güzelleşen bir parça bana göre...

kalamam arkadaş git
madem yarımsın bari bit
lütfen ne bir selam ne bir satır
dayanamam haydi git..

kazakların tüylenmemesi için:

annem televizyonda izlemiş sanırım ben de burada paylaşacağım,

aldığınız kazaklarınızı hiç giymeden bir poşet içine yerleştirin, bir gün kadar buzdolabının dondurucu kısmına koyun, bu işlem tüylenmemesi için yeterliymiş..pek inanmadım ama denemekte yarar var..yok etmez ama olma olasılığını geciktirebilir =D

istersem kendimi şımartabilirim

birtanem nurtanem hani benim kar tanem :Ppp

anti odtü, odtüphobia

odtü den mekan olarak, barındırdığı insanlara olan tuhaf duygularımdan bahsetmiştim. Allah hiçbir yakınıma odtülü bir arkadaş nasip etmesin cidden, uzak olsunlar mümkünse..iş  güç olarak da odtü ye düşürmesin.. bacım, odtüye işiniz düşerse de Allah kurtarsın bacım diyorum. velhasıl kelam, eurosima diye bir organizasyon gözüme çarptı, gitmek çok isterim nasıl olcak bilememekteyim..ankara, hacettepe, gazi, bilkent, çankaya suyunuz mu çıktı ya siz de düzenlesenize :(((((((((
off odtü ya mideme ağrılar giriyo adını duysam dahi :s

lavanta çayı

lavanta çayı, ilkin tuhaf geliyor ağız yüz ekşiyor, ama gerçekten çok güzel bir tat.. normal çaydanssa bu tür şeyler daha çok hoşuma gider benim. nedense bir haftayı ele alırsam, doğru dürüst hiç çay içmediğim haftalar çok olmuştur.. kahvaltıda hiç bir sey yoksa su içmeyi yeğlerim ben.. neskafe zaten hiç içmem, içenlere de içten içe kıl olur, bilmezler ağızları iğrenç kokar sonrasında... neyse, lavanta çayından bahsetcem...

çalıya benzer mor çiçekli bitki Türkiye'nin her yerinde dertsiz tasasız yetişmekte, bizim hamamönünde bile dolu var..lavanta kolonyasını da çok severim fıs fıs sıkarım odama ferahlık getirir...
kaynayab suya bir tutum lavanta atın, azcık da kaynamasını bekleyin, sonra o su da 5-10 dakika kadar bekletin, süzün. için.. gerçekten zihni diri tutuyor..
deterjan suyu içiyormuş hissi yaratabiliyor ilkin ama alışıyorsunuz 2-3 yudumdan sonra =)


uykusuzluğa iyi gelir, karaciğer yetmezliğine iyi gelir, ciltteki yağ dengesini düzenler, baş ağrısına iyi gelir, sinirlerini yatıştırır,burun akıntısına tıkanıklığa iyi gelir karaciğer kanserine neden olan hepatit b ve c  virüslerini de baskı altına alıp minimum düzeye getirmede yardımcı olur..... =)

18 Şubat 2012

günaydınlar olsun =)))

var mı ankara'yı özleyen :)


 ben ankaraya sanırım aşığım, havanın kokusu bile içimi bambaşka yapıyor, yeniden aşık ediyor kendisine, her yerine adım atasım geliyor, karlarını sevesim, ağaçlarına dokunasım geliyor, ki bunları yapıyoruz =) ankara'nın dokunulmamaış değişmemeiş yerlerini o kadar çok seviyorum ki =) bugünde kokusuyla uyandım mis gibi, bol bol enerji verdi bana yüzümü gülümsetmekle kalmadı, kahkahalar attırdı cadde kalabalık, insanlar şakalaşıyor yürürken, öğrenciler kahvaltı yapıyor, dükkan önünü temizliyor çalışanlar, hukuk fakültesinin simitçisi her zamanki yerinde..
bir de oraya saksafon çalan oğlan geliyo akşamları  süper geliyo eve o ses =)



oh bee güzel parıl parıl bir sabah =) kuşlarımız bile farkında deli gibi ötüyorlar, güneş banyosu yapsınlar diye terasa da koydum =)

 yürüyüşe çıkmak iyi olur..

acayip tuhaf rüyalar gördüm.. taksici de çalıştığımı gördüm içcebeci de bir taksicide.. sonra bi müşteri vardı 10 dan fazla bavulu vardı kadının ona hammallık ediyordum nerdeyse =) sonra bi sürü misafir geldiğini gördüm...işim bitince taksi durağına dönüyodum güzel şenlikli bir çalışma yeriydi ama =) ama neyseki rüyaymış dedim..
çok güzel bir gün ya inşallah güzel devam eder..



mimoza çiçeğim =)

17 Şubat 2012

tavşan dağa küsmüş..

Pluton'un Güneş'i eleştirmesi...

funda arar şarkıları..

genel olarak çok ağır yavaş arabesk üzücü can sıkan mutsuz edici şarkılar dinlemeyi tercih etmem çünkü bilirim iyice çöküş yaratır ben de.. nerde eğlenceli güzel neşeli şarkı varsa onlar kulağımdadır.. ama ara sıra dinlendirici parçalar da aramıyor değilim.. işte o zamanlar funda arar imdadıma yetişir...


çok hoşlanmam bu kadından sadece iki - üç şarkısını son derece çok severim =)

 biri ''geceler'': bu şarkı bizim yol şarkımız gibidir, radyoyu kurcalarken illaki çıksın isteriz, çıkmazsa cd yi açarız.. bi hayal dünyasına koyar beni, sanki sevdiklerime kavuşturur bu şarkı, hem ağlatır hem de mutlu eden bir şarkı, son derece tatmin edici bir şarkıdır benim için, bir ağırlık verir insana sona doğru moral verir, ikisi de birlikte yaşanıyor..






diğeri: karartma günleri, bu şarkının girişi çok güzel büyüleyici ve nakaratlarını seviyorum..
bin pişman, bir düşman her şeyi özetliyor =)
 bu soğuklarda çorba gibi bir nimettir, ruhumu besliyor bu iki şarkı da...




diğeri de'' sonu yok bu aşkın'', aman aman bu aslında hiç dinlenesi bir şarkı değildir, insanı çok buhrana sokar  bazı duyguları söküp atmaya çalışırken çok canı yakar, başucu sarkısı ararsın işte bu şarkı çok anlam kazanır işte =) kendi video klibin ses ve görüntü kalitesi gayet kötü olduğu için başka bir video seçtim, bir dizi kullanmış bu parçayı =) bilmiyorum ama diziyi..

yorucu...

kumsalda yürümekle karda yürümek aynı gibi, ikisinde de yürümek için baya efor sarfediliyor =)
hızlı koşmak misal, oldukça zor..

WHAT THE FUCK_adnan oktar staylaaa

Adnan Oktar'ın programında çaldığı şarkının içinde ' what the fuck ' sözleri geçince ingilizce bilen genç kızlar hocaya durdur işareti yaptı.
Adnan Hoca bu işaretleri dans figürü sandığı için ilk başta birşey anlamadı ama ısrarlı hareketler sonrasında müziği durdurdu. Yaşanan bu durum Adnan Hoca'yı ve genç kızları kahkahalara boğdu.
       http://videonuz.ensonhaber.com/izle/adnan-oktar-in-programinda-kufurlu-sarki     
buyrun izleyin =)
 

16 Şubat 2012

mis gibi ankara kokusu =) dinlenceli bir gün olması dileğiyle...

15 Şubat 2012

kedidir kedi =)

ağzımdan bilinçsizce çıktığında onun çığlık atacağını tahmin edememiştim, bunun yüzünden küsüş olacağını da..
 =) küsüşüm benim..

muhabbet kuşu- kanarya

evde bir kanarya bi r de muhabbet kuşumuz var..evde fenerbahçeli olarak annem var ama o da hayvanalrdna ürker, ama yasadığım evde kesinlikle kuş olmalı bilmiyorum yıllardır hiç eksik olmadı evimizde, o kuş sesi beni mutlu ediyor enerji veriyor.. cıvıl cıvıl çok hoşuma gider benim, annem misal sevmez pek, onlara şarkı söyler ama çok öttüler mi kes be de der ..ben diyemem daha çok ötsünler isterim beynimi parçalasınlar mümkünse =)


 muhabbet kuşumuz çok cevval, zeki, güzel ötüyor ve konuşuyor.. hiç üzmedi beni şimdiye kadar, bazı bazı el ısırmalarını saymazsam. ama tuhaf bir limbo living aşamasında..
 kanarya yemini tercih ediyor ve normal müzik yerine kanarya müziği olunca çoşuyor.. resmen diyoki benim kanımda kanarya kanı var..

kanaryamız da bir aheste bir aheste, sanarsınız ki gece lüks bi gazinoda assolist olcak.. rengi serçe ve sarı kanarya karışımı, cikler sadece daha ötüşünü göremedik.. ama şunu biliyorum ki kanaryalar karanlığı ve kış mevsimini sevmezler, o yüzden kanarya alacak olanlar mümkünse bahar aylarında aslsınlarki evinize bahar, yaz ve güz mevsimlerinde alışssınlar, kışı da sessiz büzük bir sekilde geçirmesinler... ama bizim olay biraz farklı, kuşumuzu mayıs ayında alsak da işte olmadı bir türlü =)))))

muhabbet kuşlarını 2-3 günde bir salın ve kafese geri koymak istediğinizde etrafı karartıp kafesi yaklaştırmanız yeterli, en azından benimki böyle alıştı, çıkınca da aynanın kenarında güzelliğine bakmaktan saatlercek endini alamaz, aynama kusar batırır, konuşur, güzelliğine hayran kalır, bi gidip öpeyim derim burnumu dudağımı ısırır =) kanatlarından öperim ben de ona bişi demez... bizimki banyodan korkuyor, artık napayım elime alıyorum bi güzel ılık suyu açıyorum duşlukta yıkıyorum, kurularken de elimi ısırmasın diye kalın pamuklu soket çorapları elime geçiriyorum hem elimle severken hem de kurulamış oluyorum.. bu çok mantıklı bir yol bence..
 kafeslerini en geç 2 haftada bir temizleyin, anlıyorlar sevildiklerini sevilmediklerini, karakterleri var muhabbet kuşlarının, özen gösterirseniz oda sizi mutlu etmeye çalışıyor.. mutluyken benimki taklalar atıyor, çok ince seste ıslıklar çalmaya başlıyor, kafa sallıyo ve göz kırpar gözleri küçülür.. hayvanlarda gözler kısıldığı an huzur belirtisidir, gözleri kocaman açıkksa korku halinde olduğunu gösterir..

öyle işte muhabbet kuşum tuhaf kanarya yemi ve müziği dinleyip onlar gbi ötme denemeleri yaparken kanaryamız da assolist edasıyla tek çıkacağı geceyi bekliyor ve bu arada hiç ötmüyor :)))))))))

14 Şubat 2012

itiraf:

bugün 14 kızdan hediye aldım..hepsi de sevgilimdi..
okuyor musun acaba bugün?
;)

kuveyt'e sigara ve nargile yasağı

Kuveyt, kamusal alanlar ile restoran, alışveriş merkezi, kafe ve otel gibi yerlerde sigara ile nargile içilmesini yasaklayan ilk Arap ülkesi oldu..

(radikal)

geçen yıla gitsin..

 
 
 
O beni “Herhalde” sevmiş.

Oysa ben onu “Her Halde” sevmiştim.

Cemal Süreya

masamdan bildiriyorum...

en güzel ilaç zamandır, en güzel hediye de zaman ayırmaktır.

=)

kar ilk kez işime geldi, şu an ıpılık dışarısı ama akşamı düşünmek korkutucu..
dün gözlüğümü evde unutmuştum eziyet çektirdim kendime, kaç saat ekran başında, nasıl da ağrıdı başım.. bugün neyseki hem zindeyim hem de gözlüğüm yanımda.. mutluluklardayım..

13 Şubat 2012

yarın için söylemek istediklerime tercüme olmuş

Hani 14 Şubat'a yalnız girecek olanlar var ya...
Ağlayıp dert edineceğinize
Anneler gününe annesiz girecek olanları düşünün biraz.
Ya da babalar gününe babasız girenleri...
Tek dert bu değil maalesef
:)

yorumsuz bir o kadar da gerçek.. herkes paylaşmıştır..

Facebook yönetimi, bugün 'Whitney Houston - I will always love you' videosunu paylaşan ilk 10.000 kişiye Iphone 4s hediye edeceğini açıkladı.

Zaytung
bonomo şarkıcılığının yanı sıra reklamlarda da yer almış, yeni farkettim ben de..

arkası yarın kuşağı

çoukken, tgrt radyo'nun tiyatro oyunları olurdu sık sık onları dinlerdim...şimdi yok sanırsam denk gelemdim hiç..

http://www.kralmp4.com/konu-tgrt-radyo-tiyatrosu-arkasi-yarin-kusagi-tamami-2-alternatif-link-1-3-gb.html

buradan ulaşabilmek mümkün, radyo tiyatrolarına...
sakın   ctrl+w   yapmaaaaaaa
bi uyuyana bi ağlayana kıyamam.

neysen o'sundur

..ama hiç olmamakla arada bi olmak arasında fark var..
dcp

12 Şubat 2012

tırtıllar da ayakkabıcı olsaydı, beyin var diye filozof mu olalım...
Şubat ayı ölüm ayı

11 Şubat 2012

beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar..

düzceki evimizdeydik, küçükken fındık zamanı ben de giderdim köye 2 aydan fazla düzcede olurduk, bi sürü maceramız olurdu.. köyümüze üniversite kurulcak burası ilçe olcak denilceği an bile ağlamıştım burası köy kalsın diye, bu kadar çok severdim değişsin istemezdim köyümü, yolarına asvalt gelcek dediklerinde bile ağlardım istemem taşlı çamurlu olmalı sonuçta burası köy derdim, ama bilmezdim orda yaşayan insanlarıni htiyacı olcağını , ne deo lsa çocuğum 10 yaşında flnım..
 korkardım da beni orda kuran öğrenmye yollıcaklardı, bi oğlan korkuturdu hep oyun oynarken gitme hoca döver, ceza veriri, çok zor diye, kızlar camiyye giderken ben kaçardım, ne yazıkki hiç öğrenemedim bu sebeple..o çocuğu bulsam zaten ıslak odunla elimde =)
 neyse hem sever hem ürkerdim köyümdeki bazı şeylerden.. fındığa giderken bitlencem diye çok korkardım, örümcekten fln çok korkardım, fareden yılandan korkmam ondan korkarım..

her fındık toplama dönüşü babaneme anneme ya da, yıkattırırdım kendimi e kaloriferli ev değil kocaman 3 katlı beton ev buz gbi olurdu, banyoda inatla yıkanırdım, sonra akşam hemen hemen he rgün elektriklerimiz kesilirdi, bizimde derenin yanı heme ev ve hiç kimsenin dere boyunca evi yoktu, o sokak gbi düşününlrse tek ev bizimkiydi..

karanlık olunca iki byük kuzenimle mumla oyun oynardık onlar elini ateşe değdirirlerdi bense korkak olduğum için gölgede hareketler yapardım..sabahları güzel uzunmasamızda kahvaltılar olurdu sobanın üstünde amcam eekmek kızartrdı, babam bulaşıkları yıkardı, annem merdivenleri süpürürdü tabi elektrikli süpürgemiz yoktu köyde =))

neyse köyden eylül vakti dönerdik, bi akşam tv de ibrahim tatlısesin programı vardı, orda da bi şarkıcı beni köyümümn yağmurlarında yıkasınları söylüyodu, anam benden bir gözyası bir feryat, gözlerimin önünde köyüm.. çok etkilemişti beni o şarkı, babamda dalga geçmeye yer arar gbi her bu şarkı çıktı sesini son ses açar kahkahayı basardı ben ağladıkça :)))))))))))))))))))))

 öyle işte yıllar geçti ve ben o şarkıyı bayadır dinlemedim nedense böyle manzaraya bakınca aklıma geldi sabah =))))


düzceyi, ananemin evinin kokusunu, sabahları geç uyanmayı, sobanın olduğu odadan saatlerce çıkmayı göze alamamayı, köyü, ekmek hamuru alıp kızartmayı, kuru yufkadan olan böreği, köy yumurtalarını, çarşıyı, küçüksuyu, pazarını, beçiyi, akçakocayı, arapçiftliğini çok özledim
dün iyiki dertleştim seninle daha da azaldı içimdeki sıkıntı sağol.
nedense çoğu işim kolay olmaz, hallolmaz, sorun çıkar, uğraştırır.. gene öyle bir döneme girmiş bulunmaktayım. derslerin arasında kaldım, kritik bir not ort. ndayım. her şey bana bağlı, bilgesam dan ayrılsam iyi olmaz, kpss çalışmam gerek, ıvır zıvır, ya bu çalışma ekonomisi dersini niye almıştım ki ben ne diye alırım ki git hukuktan ders al, iletişimden ders al.. valla sıkıntı enstitüde bişi diyemiyor ::s kimse benim kdr ders almamaıştır valla 7 ders alıp bitirmiştir millet..

gene S bakmış bloguma, baktığın çok anlaşıyor bakmanı istemiyorum senin. sevmiyorum seni ben, en ufak bir izini, haberini bile almak istemiyorum. hayrını görüyosundur zaten bana ne merakın oluyor ki...

çok güzel mutlu rüyalar gördüm, ankara da yüksek bi yerde dolanıyorduk hopluyoduk yükseklerden uçuyoduk fln arkadaslarımla =))))))))

kar gene yağmış...

bir sey  daha inanılmaz bir olay, dün köpek dondu hareketsiz diyordum ya bugün annesinin altındaydı, acaba biri bişi mi verdi de iyileşti ısındı anlam veremedim. dün öldü sandık, gece ışık tuttuk gündüz köpekler dürttü hareketsizdi sonra gözden kayboldu ama bu sabah annesinin altında gene  tuhaf..

10 Şubat 2012

eskilerden... free love

karlara gelsin bu şarkı =) bu havaya yakışır bu şarkı..

yavru köpekler

arka bahçemizde yeni doğan köpekler var diyordum, dün kar bastırınca korktuk üşücekler gene diye ama tek avunduğumuz anne ve abi o 6 yavruyu karınlarının altına alıp ısınırak geceyi geçirmeleriydi, dün bi tane yaramaz arabanın altında uyuyaakalmış sanırsak, orda ölmüş donarak, sabah diğer yavrularla anne başında dürtüyordu hareket etmeyince anladık.. yeter çankaya belediyesini aramamaız lazım, gereken yapılmamalı böyle dışarda bu soğukta yavrular kaldıkça telef olacak ..kimse de aramıyo baba marıcak bugün bakalım neler olcak...
hepsi birbirinden boş.

8 Şubat 2012

kuklagiller-trt haber..

arada bi denk geldikçe başka kanala geçmez izlerim hoşuma gidiyor, bugün öğlen denk geldiğimi bloga aktarmak istedim =)))


otuz yıldır bedenine göre giyinemiyor =)


ben giyiyom 40 numara annnem almış tam 45 numara
yakında evlenicem tutturmuş şimdiden damatlığı da büyük alalım seneye giyersin diyo..

ya damatlığı seneye niye giyeyim anne diyorum- ya belli olmaz benim o kızı gözüm tutmadı belki boşarsın diyo, zaten kızı da 5 yaş büyük aldı :))))))))))))))))))))

http://www.trthaber.com/videolar/kuklagiller-haber-bir-drami-ekranlara-tasidi-3589.html



b leri z diye söyleyen adam da çok  komik =))))

7 Şubat 2012

kendini anlatan fotoğraflar.



buzul çağının provası gibi

İsviçre'de arabalardan teknelere, ağaçlardan yerlere kadar her yeri buz tutmuş durumda.
İsviçre meteoroloji kurumuna göre, ülkenin doğu kesiminde yer alan Grisons kantonundaki Samedan'da hava sıcaklığının -35 dereceyi bulmasıyla bu yılın yeni soğuk hava rekoru kırıldı. Neuchatel kantonundaki Brevine kasabasında da sıcaklık, -27.6 derece olarak ölçüldü. Brevine, 1987'de ölçülen -41.8 dereceyle ülke tarihindeki soğuk hava rekorunu elinde bulunduruyor.(zaman.com.tr)

Agacın gövdesi rüzgarın sertliğinden adeta damar damar olmuş.. buzul çağınınprovası bu olsa gerek...araba tekerleklere kadar donmuş durumda, artık kaç gündür kaldıysa orada..ağaçın kesilmiş gövdeleri de çok enterasan duruyor.. buz müzesi değil buz kenti gerçekten....
yatakta icra ve iflas =))))))))

6 Şubat 2012

pamela anderson- peynirli soğanlı

Akşam  Bakanlıklarda yürürken gözlerimde fazlasıyla yorgun bulanık görüyorum adeta, bilboarda gözüm takıldı böyle bakakaldım lan kim bu derken tanıdık haliyle.. Pamela Anderson ve gerçekten ürkütücü.. bi baktım bi daha baktım gerçekten korkunç... Patos zihniyetliler sizi Pamela'yı da kullanın bakalım.. çok çrikin gözüküyor ama ya :s bülent ersoy daha sevimli kıyaslamak gerekirse...
hayır anlam veremiyorum, bu patos sadece erkekler ve lezbiyenler için mi üretilmekte acaba? tüketici  kitlesi onlardan mı oluşyor, ne kadar cinsiyetçi bir yaklaşım.. diğer reklamları da keza öyleydi, şişen gögüs ve kabaran pantolon,beren saati uçuran ergen, oğlanın parmaklarını yiyen kadın..

daha ilerde ne görcez bakalım =)

3 Şubat 2012

düşeyazdım :) düşeyazma fiilinin çok kullanıyoruz bugünlerde  :D malum kar, kış, buz, kayak pisti misali yollar
bu kuş portakalı görünce saldırıyor adeta benim yememe bile müsade etmiyo

2 Şubat 2012

cezalarımız daha hafif, ödüllerimiz daha güzel olmalı

1 Şubat 2012

şubata başladık

valla uğursuzluklar artmasın diye evde kurutulmuş ne varsa kaldırdım, kurutulmuş çiçek, kurutulmuş deniz kestanesi, deniz kabukları, yıldızları... negatif enerjiyi zaten şubat ayı yayar, bi de bu kuru seyler de yayarmış.. iyisi mi hepsini kapattım bir kutuya =)))))
hatta kitap aralarına koyduğum lavanta çiçeklerini bile kaldırmalıyım :Pp

şaka bee inanmam öyle seylere, Allah'tan gelir her sey bu tür şeylere inanmamak gerekir,

aman Bismillahla başladım güne yolunda gitsin diye de niyet ettim =))

hop dedik orda kal portakal

:'( bir yıldır aynı rüyayı görüyorum. görmek için yola çıkıyoruz görüşemiyoruz, arayış içindeyiz bulamıyoruz, görsek bile konuşamıyoruz, yanyana olsak da dokunamıyoruz, çok istesek de umursamıyoruz.. hiç ileri gitmeyen bir rüya ve gerçek.. düşünmüyorum ama rüyalarıma giriyo ve tüm günümü mutsuz geçirtmeye yetiyor. uyanınca da bu şarkı dilime takılıyor

....sonunda en yerleşik yürek bile göçer olur...

Etiketler

göbek eritme (3) candan erçetin (2) kanarya (2) temizliği (2) tubun faydaları (2) 19 (1) 1970 (1) 200 tane gezegeniniz varmış gibi yaşıyorsun ancak yalnızca bir dünyamız var (1) 35 ölü (1) A1 (1) AGİT (1) Affrican Commission (1) Afrika Şartı (1) Madde 19 vatandaşlıktan çıkarılma (1) Mahkeme (1) Mariami Abduselişi (1) O beni “Herhalde” sevmiş. (1) Women's Rights (1) acıtıyor (1) adım google'da çıkmasın (1) algı gerçektir (1) altın (1) altınları (1) amniyo sentez (1) amniyosentez (1) ankara (1) arama motoru (1) asma (1) auto erotic asphixication (1) ayak (1) ayak temizliği (1) azınlık hakları (1) ağlamak (1) ağız kokusunu önlemek (1) babet yara yaptı (1) bahar (1) baklava (1) bakım (1) balböceği (1) barış manço (1) batı trakya türkleri (1) bel kemeri (1) brokoli salatası (1) brugge porselen (1) brütüs (1) bulantı (1) buzdan müze. (1) böğürtlenimsi (1) can dündar (1) caught in the middle (1) cemal süreya.. (1) depeche mode (1) deprem (1) dirsek bakımı (1) diş eti (1) diş ipi (1) diş sağlığı (1) dondurma (1) dondurucu soğuk (1) downsendromu (1) düğün davetleri (1) el ayak bakımı (1) el kuruluğu (1) el nemlendiricisi (1) elma (1) elmalı cevizli puding (1) fahri (1) forum (1) foça (1) free love (1) funda arar (1) geceler. (1) genetik hastalıklar (1) genç (1) godotyu beklerken (1) google (1) gögüs (1) gökçe (1) güney afrika (1) güneşli bir sabah (1) hakikat komisyonu (1) havilland krem (1) hepatit b (1) hitler (1) hocam (1) hz.muhammet (1) iktisat (1) ileri yaştaki kadınlar (1) ipuçları (1) ishal (1) istanbul (1) isviçre (1) italy (1) jane eyre (1) jinekoloji (1) jooble (1) jooble-tr.com/ (1) joseph (1) julide ateş (1) kadınlar için şınav (1) kafes temizliği (1) kanser riski (1) karartma günleri (1) karpuz çekirdeği (1) karsı dağların heybetinden mi gireyim?? (1) karın düzleştirme (1) kavun (1) kazaklı tüy =) (1) kilo almak (1) kissing you goodbye (1) konular (1) kpss (1) kuklagiller... (1) kusma (1) kuyumcu (1) külah (1) külah pasta (1) kırmızı turp (1) kızgın güneş (1) lavanta (1) lavanta çayı (1) leperuj (1) leyla ile mecnun (1) mekik (1) mengele (1) muhabbet kuşu (1) muhabbet kuşu bakımı (1) muhabbet kuşu banyo (1) muz sesleri (1) nara (1) nedensiz (1) nelson mandela (1) oldies (1) pamela anderson (1) patatesli börek (1) patatesli peynirli börek (1) patos (1) pervasız (1) peygamber efendimiz (1) peynir (1) phokaia (1) plastik su şişeleri (1) porselen bebek (1) poselen bebek (1) push up (1) rafet el roman nerdesin (1) roboski (1) sarı lira (1) sayesinde (1) sende mi brütüs (1) senede bir gün (1) sivrisinek (1) sivrisinek kovar (1) soframız (1) sor dağılımı (1) sosyal (1) soğan (1) star tv (1) storia di un tale (1) su (1) suluk (1) sus küçüğüm söz büyüğün (su küçüğün söz büyüğün (1) süt (1) sınav nasıl çekilir (1) sırt yağı eritme (1) tam buğday ekmeği ve faydaları (1) ters mekik (1) the gummy bear (1) the pierces (1) tooner dolls (1) torba (1) trt haber (1) tuttu fırlattı (1) tüylenmiş kazak (1) uludere (1) under the tuscan sun (1) uygun ayakkabı seçmek (1) vasiyet (1) yalnızlık 2013 (1) yalnızlık kalbimin ilelebet sahibi (1) yaz salatası (1) yağ yakan besinler (1) yağ yakma (1) yeni logo star tv (1) yeşillik (1) yorgun (1) yorulmadan zayıflama (1) yumurta (1) yüzünden.. (1) zayıflamak (1) zeybek vs yunanistan davası (1) çanta (1) çat pat deil sular seller gibi (1) çıtır börek (1) çığlık (1) ölüm orgazmı (1) öteki kadın (1) özel geceler çin (1) üniversite (1) şınav (1)