31 Ocak 2013

öylesine bir düş


güzel bir ev girişi çok hoşuma gitti, huzur verici, ve fonda bu müzik her zamanki gibi =)


şikayetçiyim kardiş

şu  domestosun eli kurutma ve sıyrık oluşturma gibi fonksiyonları olmasa keşke :(((( elime sinen kokusu neyse de hani...

çocuklara oyuncak seçimi

çocukların oyuncaklara aşırı ilgisini hepimiz biliriz ama hangi tür oyuncaklara meyilli oldukları cinsiyetleri ile belirlenmekte olması beni biraz düşündürmüştür.. silah- savası çağrıştıran oyuncaklar ve barbie-cindy tipindeki bebekleri hiçbir zaman çocuklar için uygun görmemişimdir.çocuk çocuk gibi görülmelidir kız ya da erkek olarak değil.. çocuğun cinsiyeti hakikaten yok gibi görülmelidir ve bu yüzden kız çocuklarına sürekli barbie-cindy bebek almak, ev gereçleri almak, erkek çocuklarına ise sürekli silah, bomba gibi oyuncaklar almak oldukça yersizdir.


malum sömestr tatili, çoğu aile, büyüklerinin yanına tatile geliyor,
 karşı komşumuzun kapısında büyük bir oyuncak ütü masası ve oyuncak ütü seti gördük, kabını çöp için dışarı atmışlardı. akşam da iş çıkışı denk gelince ister istemez konusu açıldı. a hayırlı olsun, yağmur kızımıza mı aldınız, yağmur da 15 yaşında bir genç kız.. komşumuzda yok yavrum bunu ömer için aldık, babası ütü yaparken hiç rahat vermiyordu ben de yapıyım diye ağlayınca bir mağazada görür görmez oğlana almışlar =) okuyucunun2 yeri tuhaf karşılaması muhtemeldir. birincisi, bir babanın ütü yapması ikincisi ise çocuğun bunu babadan görüp kendine de istemesi =)

işte hakikaten, ebeveynler bu noktada birer temsilcidir çocukların şekillenmesinde, onların yetişmesinde gerekli tohumları söylemlerle değil edimlerle- eylemlerimizle gerçekleştirmelidir..

bu konuya ben hiç şaşırmadım, ancak başka bir noktada kalakaldım, oyuncağın paketinde baribe marka olduğu ve janjanlı pembe ve kız resimleri olması na şaşırdım kırmızı veya sarı olsa daha nötr renkler olsa birçok aile alırken daha rahat edecektir...

çocuklara hareketlerinizle örnek olduğunuzu ve onların oyuncak secimlerinde yasaklı listedeki ( barbie, cindy, silah, tabanca, bomba tipindeki oyuncaklar, kesici aletleri çağrıştıran oyuncaklar)oyuncakları almamanızı tavsiye ediyorum..

benim çocukluğumda babam bana kukla alırdı, el kuklasıi parmak kuklası,oyuncak hayvanlar, robotlar, ip, boyama defteri, yazı tahtası, çim adam, uzaktan kumandalı araba, lahana bebek, hayvan maskeleri, korku maskeleri, şaka oyuncakları... hiçbir zaman barbie cindy makyaj malzemeli, bebekler alınmadı. e tabiki çocukken istemiştim ama alınmamasının faydasını görüyorum...

sözümün özü, 0-12 yaş arasında çocuğun cinsiyetini lütfen ayırt ederek ön plana çıkarmayın. cinsel yönden gelişmesini kendi haline bırakın. o sizden gördüğü ile büyüyecektir. bu yüzden telaşa kapılmayın. cinsiyet odaklı oyuncaklar hayal gücünün gelişmesine yardım edeceği düşünülürken çoğu zaman çocuğu zıt taraflara itecektir. bunun yerine cinsiyeti olmayan oyuncaklar alın, özellikle hayvanlar, robotlar, yazı tahtaları, boyama ile ilgili oyuncaklar, meslek edimi kazandıran bilgilendirici oyuncaklar..

30 Ocak 2013

beklenmedik cevaplar karşısında =)


dancing queen =)

neyseki kendimi her zaman her koşulda mutlu edebiliyorum. .

 =)


27 Ocak 2013

su gözyasımın bir damlasını bile bilmez canım çok sıkkın çok, her sey geldi üst üste.. çok moralim bozuk..

26 Ocak 2013

isyan

çok sevsen de karşının da seni sevmesi önemli ya, bunu hep unutuyorum ben =( hep hata burdan başlıyor...

bugün çok yüksek bir yerde yaklaşık iki saat boyunca manzara seyrettim, daldım uzaklara, beynimi arındırdım, düşüncelerimi temizledim, oh mis gibi lokum gibi oldum ben =) ama hala çok yalnız hisseidyorum kendimi ondan gelcek bir iki söze muhtac kalmış durumdayım maalesef.. çok fena durum =(

güvercinler hep konuyor ama insanlardan haliyle korkuyorlar, insandan korkuyorlar uçmaktan korkmuyorlar,, hatta bugün çok inceledim güvercinleri, o kadar sert pike havalanma yere inme fln yapıyolarki onları izlerken kalbim hızlı çarpmaya başladı, ben korktum onların yerine.. ama onlar da insandan korkuyorlar işte,, biz de uçmaktan korkuyoruz.. her şey göreceli işte =)

çok mu beklenti koyuyorum anlamıyorum bekleye bekleye ölüp gidecem ben bu aşk yüzünden bir gün.. hiç mi bir istek, heves uyanış olmaz anlamıyorum =(( ağlamak istiyorum haykıra haykıra vallahi .çok bunaldım .çok darlandım artık

25 Ocak 2013

erkekler giyer mi topuklu hiç aaaa =)

İlginç bir yazı. 
1740 yılına kadar erkekler topuklu ayakkabı giyiyor. 

Ondan sonraki dönüşümler, özellikle masculinity, femininity bağlamında. Ve kadınların sexy, duygusal, seyirlik, erkeğin ise güç ve iktidarının pekiştirilmesini izleyen toplumsal cinsiyet kalıplarıynın oluşmasıyla birlikte, yüksek topukları terk ediyor erkekler. Elbette yüksek topuğun pornografiyle ilişkisi de söz konusu bu pazarda..

dahası için bir tık

satılık köpek yavruları


Satılık Köpek Yavruları" ilanın altında küçücük bir çocuğun başı gözüktü ve çocuk dükkan sahibine sordu:

"Köpek yavrularını kaça satıyorsunuz?"

Dükkan sahibi,

"30 dolarla 50 dolar arasında değişiyor fiyatları" dedi.

"Benim 2 dolar 37 sentim var" dedi çocuk,

"Bir bakabilir miyim yavrulara?"

Dükkan sahibi gülümsedikten sonra bir ıslık çaldı ve köpek kulübesinden beş tane yumak halinde yavru çıktı. Yavrulardan biri arkadan geliyordu. Küçük çocuk yürümekte zorluk çeken sakat yavruyu işaret edip sordu:

"Bunun nesi var?"

Dükkan sahibi onun kalça çıkığı olduğunu ve hep sakat kalacağını açıkladı. Küçük çocuk heyecanlanmıştı.

"Ben bu yavruyu satın almak istiyorum."

Dükkan sahibi,

"Hayır, o yavruyu satın alman gerekmiyor. Eğer gerçekten istiyorsan, o yavruyu sana bedava veririm."

Küçük çocuk birden sinirleniverdi. Dükkan sahibinin gözlerinin içine dik dik bakarak,

"Onu bana vermenizi istemiyorum. O da diğer yavrular kadar değerli ve ben fiyatını tam olarak ödeyeceğim. Aslında, size simdi 2 dolar 37 sent vereceğim ve geri kalan borcumu da her ay 50 sent olarak tamamlayacağım."

Dükkan sahibi çocuğu ikna etmeye çalıştı.

"Bu köpeği gerçekten satın almak istediğini sanmıyorum. Bu yavru hiç bir zaman diğer yavrular gibi koşup, zıplayamayacak ve seninle oynayamayacak."

Bunun üzerine küçük çocuk eğildi, pantolonunu sıvadı ve büyük bir metal parçasının desteklediği sakat bacağını dükkan sahibine gösterip tatlı bir sesle,

"Ben de çok iyi koşamıyorum ve bu yavrunun kendisini çok iyi anlayacak bir sahibe gereksinimi var" dedi.

İşte böyle.Keşke hep küçük ve saf kalsak...
Çok etkiledi bu yazı beni...

mihrimah ve mimar sinan aşkı

tarih dendiğinde aklımıza hemen savaşlar gelir özellikle de malum dünya savaşları, uluslararası ilişkilerde özellikle, ikinci dünya savaşı realist akım savunucularını hemencecik belli eden bir olaydır zaten, realistlerin diline pelesenk olmuştur ikinci dünya savası.. ya da orta doğu aklımıza gelir, diplomasi gelir yani antlaşmalar, müzakereler, paktlar, ekonomik bunalımlar.. ama anlatılmayan tarih de vardır okullarda, önemsenmeyen tarih derim ben buna, öteki tarih maalesef.. tarihteki insanların  da aileleri olduğunu, aşkları olduğunu, kendi güdüleri olduğunu hiç düşünmeyiz, dayatılan mantık üzerinden ve sınavlarla örülmüş bir tarih anlayışı ve nefretidir bizimkisi...kısacası, bize öğretilen tarih hep kazanan kaybeden meselesinin tekrarlanışıdır, olay ve maksat aynı karakterler farklı..

her şeyin tarihi vardır oysa, insanlık tarihi, din tarihi, tıp tarihi, kadının tarihi, aşkın tarihi... aşkın tarihi bence en önemli ve en keyifli kısmıdır tarihi olayların... oldukça anlamlı bir aşkın tarihini not etmek isterim buraya da..
mimar sinanın aşkını... herkes mimar sinanı bilir ama sadece adını bilir ne zaman yaşadığını ve nerde yasadığını değil. ben de bilmezdim ama  bugünden sonra biliyorum. =)

evet mimar sinanın yüce dillere destan aşkını anlatmak istedim bugün..

1522 de Kanuni Sultan Süleymanın büyük büyük aşkı Hürrem Sultan dan bir kız çocuğu olur. efsane bir aşkın çocuğudur. bu efsane ve anlamlı aşkın meyvesine de Mihrimah adını verirler. farsça güneş ve ay anlamına gelir...
Mihrimah Sultan evlenme yaşına geldiğinde iki tane talibi olur. Birisi Diyarbakır valisi Rüstem Paşa, diğeri de esas oğlan Mimar Sinan'dır. Hürrem Sultan kızı Mihrimah Sultan için Rüstem Paşayı uygun görür ve kızını onunla evlendirir. Mimar Sinan o zamanlarda ellisindedir. Ve Hürrem Sultan Mimar Sinan'ın Mihrimah'a olan aşkını da çok iyi bilmektedir ama Rüstem paşayı tercih eder..


Mimar Sinan deli gibi tutkun oldu kadına ulaşamamıştır ve o artık başkasınındır..Fakat o'na olan aşkını ve dillere destan güzelliğini sanatına yansıtmıştır. Mimar Sinan'a İstanbul'un Üsküdar semtinde bir cami yapması fermanı buyrulur.. İki minareli oldukça heybeti ve dışardan görüntü itibarıyle kubbelerin görüntüsü açısından saçları omuzlarına dökülmüş bir kadın silueti gibi Rüstem paşa ve mihrimah sultanı temsil etmeye çalışır..Bir başka rivayete göre de, eteklerini giymiş bir kadın siluetindedir..Fakat bu büyük heybetli camii, farklı bir tarzda yapıldığı için karanlık bir cami olmuştur. Buda rüstem paşaya olan kinini yansıtmış ya da rüstem paşanın kötü kalpli bir insan olduğunu yansıtmaya çalışmıştır. bu cami dediğim gibi padişah fermanı ile yapılmıştır..

Daha sonra hiç bir talimat olmadan, diğer camiiden 14 yıl sonra o güne kadar ilk defa padişah fermanı olmaksızın bir camii yapımına imzasını atar mimar sinan..Edirnekapı surlarının sırtında, herkesçe çok ragbet görmeyen bir yere, oldukça ıssız ama istanbulun en yüksek tepesine aşkının yüceliğini ama bir o kadar yalnız kalışını, aşkının ıssızlığını anlatmak amaçlı ikinci eserini yapar.

bu cami de Mihrimah Sultanın o duru, doğal ve asil güzelliğine istinaden küçücük minarelerden oluşur yani bir minareden ibaret olup o da sadece 38 metredir.fakat, o küçük minarenin üzerindeki pencere sayısı o kadar çoktur ki =) 161 pencereden oluştuğunu düşünürsek =) 161 pencere, iç güzelliğinin ne kadar aydınlık ve duru-berrak olduğunu temsil eder. Gün ısığı her kösede resmen dans ediyor edasında olurmuş.. o tarihte tabiki böyle bir eserin yapılması olağanüstü derecede önemlidir... Caminin minare kenarlarındaki upuzun işlemelerde, o güzel ayak topuklarını ve saçlarını övmektedir. Cami iki minareli olması gerekirken tek minareli olarak bitirilmiştir. Bu da aşkın yalnızlığını, bir aşkın  ıssız geçirilmesine işaret eder.. yalnızlığı simgeler kısaca..


daha da ilgincini şimdi anlatma zamanı, aşkını öyle bir mühürlemiş, efsunlu hale getirmişki o eski sevdalara imrenmemek ve o günlerden etkilenmemek elde değil =)

-iki caminin de yeri aslında çok özenle seçilmiştir.
-her ikisi de güneşin doğma ve batma yerlerinin tespiti ile inşa edilmiştir.
-Edirnekapıdaki camiyi ve üsküdardaki camiyi aynı anda görebileceğiniz bir yer tespit edin.
21 mart gün batımında-ekinoks (mihrimahın doğum günü de o 21 marttır) görülecek olan manzara muhteşemmiş =)
-edirnekapı camiinin tek minaresinin ardından günaş batarken Üsküdardaki cami minarelerinin arasından da ay doğmaktadır..
- mihrimah ı gerçekleştirmiş aaa dediğinizi duyar gibiyim... ay ve güneş o camilerin yakınından aynı anda 21 martta yani mihrimahın doğum gününde görülmektedir..
-ne güzel değil mi =)
-iki cami arasında aşk adında bir kitap var dileyen okusun =))
İSTANBUL EDİRNEKAPI CAMİİ




ÜSKÜDAR  MİHRİMAH KÜLLİYESİ,camii

24 Ocak 2013

mansur ark sevgisi =))

evde mansur ark ın kasedini buldum =) valla hazine buldum sanki =) ne çok dinlerdik pazar kahvaltılarında, yolculuklarda falan ah ahhh... doyamıyorum diye bir şarkısı  ne kadar güzelmiş =))) adamın tipine bakma ama sesini dinle o zaman süper derdi babam =))  =))) hakkaten özlemişim adamın sarkılarını.. ilk şarkıları çok güzeldi

23 Ocak 2013

zamanla değerli olan bir şarkı

rafet el romanın her şarkısı benim için çok özeldir. ama bu şarkıyı duyunca kalbim çok acıdı =) not etmek istedim..



Sensiz değeri yok yaşadığım zamanın
Sensiz anlamı yok hayatın
Kıymeti yok kurduğum hayallerin
Verdiğim kavganın anlamı yok

Ayrılık acısı diyenlere gülerdim
Başıma gelince anladım
Herşey darmadağın yüreğim ağlıyor
İçimde acılar dönüyor

Yıllar sonra karşına çıkarsam
Şaşırır mısın
İlk görüşte hatırlar mısın
Söyle anlar mısın

Yıllar sonra karşına çıkarsam
Şaşırır mısın
Seviyorum desem inanır mısın
Aşkım yıllar sonra

Çaresi yok mutsuzum ne yapsam
Faydası yok ne etsen
Uyumuyor yemiyor içmiyorum
İçimde anılar kanıyor

Ayrılık acısı diyenlere gülerdim
Başıma gelince anladım
Herşey darmadağın yüreğim ağlıyor
İçimde acılar dönüyor

Yıllar sonra karşına çıkarsam
Şaşırır mısın
İlk görüşte hatırlar mısın
Söyle anlar mısın

Yıllar sonra karşına çıkarsam
Şaşırır mısın
Seviyorum desem inanır mısın
Aşkım yıllar sonra

22 Ocak 2013

ülke tv- eşcinsel açılım

ülke tv de bıçak sırtı adlı programda bu akşam dikkat çekici bir konu ve konuklar vardı, sanırım hala devam ediyor. barbaros sansal, din adamı ve bir psikiyatrist konuk..
din adamının oldukça güzel açıklamaları var ve tabiki kendi görüşünden ötürü eşcinselliği hoş karşılamadığını ama buna ait hissedenlerin de pekala müslüman kabul edildiğini belirtmekte.. sunucu, bu konular hakkında yeterli bilgiye sahip değil. konular eşcinsellik iken canlı yayına bağlanan bir insanın derdiini dinlemek yerine telefon hatta iken konuklarına soru sorması cift cinsiyetin ne olduğunu dahi bilememesi gibi aksaklıklar nedeniyle arayanların sıkıntı ve soruları hep yarım kaldı... psikiyatr oldukça tanınmış ve homoseksüellere ruhsal konularda destek sağladığını belirtmiştir. homoseksüel, travesti ve transvestit kişilerin yaptıklarının birer davranış olduğunu (davranış bozukluğu olmadığını) 1973den itibaren dünya sağlık örgütü ile birlikte türkiyede yasal anlamda onaylamıştır. Ancak bunun bir hastalık olması söyle nüksedebilir, eğer kişilik bu eşcinsellik durumundan memnun değilse ve bunun için tedavi edilmek isteniyorsa, bu aşamada kendini doktorları çare olarak görmektedir. aksi halde, eşcinsel ve bu halinden mutlu ise ortada kaygılanacak bir sey olmamalıdır.
önyargıları yıkmak açısından güzel bir örnek program oldu bu bizler için... umarım bu gibi tabu sayılan konular gündeme daha  çok gelir ve toplumun her kesiminden mesleğinden insanlar saygı ile fikirlerini beyan ederler..

sen kışın geçmeyen nar lekesi, yazınsa çimen lekesi..


Dürtme içimdeki narı ,
Üstümde beyaz gömlek var ...

Birhan Keskin

19 Ocak 2013

gülen köpek






çok bariz mutlu, huzurlu olduğu ve gülümsüyor =)

16 Ocak 2013

” Etimden et gönderiyorum seni gönderirken yalnız seni değil bu savaşın ortasında sığındığım tüm hatıraları da gönderiyorum denizlerin ötesine… Çünkü burada insanlar bir yanlışlık gibi ölüveriyor. Sen bir yanlışlık olamayacak kadar güzelsin. “

Ece Temelkuran

11 Ocak 2013

annem derki:

'' o domates sularını ben boşuna yapmıyorum kızım bak şimdi domates hem çok pahalı hem de güneş görmemiş, don''

insanlar boşuna konserve yapmıyor şimdi domates 4 liradan aşağı değil... tabiki bir bildikleri var =))

ben neler yapıyorum bugünlerde çok boşladım bu blogu napayım 5300 ü çözüyorum, vaktimi iyi değerlendirmeye çalışıyorum, çok mutluyum aslında.. her sey yolunda şimdilik. Allahım'a binlerce kere teşekkür ederim. mutlu olmak için bir nedene gerek yok aslında nefes alıp vermek- sağlıklı yaşamak bile en büyük neden mutlu olmaya...

10 Ocak 2013

fiat 500l advert

tartışılası bir reklamm.. kadın ne kadar şikayetçi olsa da hala çok zayıf, bakımlı güzel.. geçreği yansıtmıyor tabiki de çünkü hala bir reklam =) ama hoşş bir reklam

9 Ocak 2013

muska böreği-üçgen börek =)

Canım sıkılınca yemek yapanlardanım =) nasılsa zorunlu bir iş olmadığı için henüz yemek yapmak =) mutfagı boş buldum mu işgalci kuvvetler gibi dalıyorum uzun süre çıkmıyorum =) Dün akşamda börek çekti canımız, hemen ben yaparım dedim bizimkilere.. bir de bu yemekteyiz programı akşama alınınca babam da tiryakisi oldu o programın, annemle babam izliyorlar, beni de gülmekten beter ediyorlar =), nursema yapalım mı falan demeye başlıyorlar.. velhasıl kelam dün de canımız börek çekti gene =) akşam yemeği için uygun bir börek, kıymalı patatesli ve bezelyeli...
4 yufka vardı, 250 gr. yağsız kıyma, 1 iri patates, 5 kaşık konserve bezelye, 1 soğan, baharatlar size kalmış..
öncelikle soğanı bir güzel kavurmaya başlayın sonra tavaya kıymayı boşaltın 1 çay bardağı su ile kısık ateşte devamlı ezerek kavurun... sıvıyağ ve tuzunu ekleyin,patatesi de rendeleyin.. karabiber, kırmızı biber ekleyin.. kıyma bulgur gibi tane tane olana kadar kavrulsun bu karısım...
sonra yufkaları uzun uzun kesin- yufkalara azar azar yağlı-sulu bir karışım gezdirin, yufkanın üstüne harcı koydukça muska seklinde sarın... üzerine güzelce yumurta sürün, susam dökün.. 175 derecede pişebilir.


4 Ocak 2013

tamamen söküp alınsa ben de yaşama ağız tadıyla devam etsem çok mutlu olacam, çok az kaldı tamamen bitmesine çok az

2 Ocak 2013

desenli olmaya imrenen kek :P

çok havalı bir isim bulmak isterdim ama bildiğimiz klasik kek işte, ortalama 16 daireli apartmanda 15 dairenin de pişirebileceği bildiği bir kektir kendisi =) ben bunu bol şekerli yapıyorum maalesef =) sütle veya şekersiz çay ile mükemmel tamamlanıyor =) pişmemişken bir fotonuzu alayım dedim o da çok sevindi ve anı ölümsüz kıldı =) benimki atmasyon oldu tarifini göz kararı yaptım ama kabaca bir tarif yazabilirim..

3 yumurta, 1 su bardağı yoğurt, 1.5 su bardağı şeker, yarım su bardağı sıvı yağ, 1 kaşık kadar tereyağ, limon kabuğu, vanilya, kabartma tozu, hindistan cevizi, kakao.. un


ilkin 3 yumurta ile şekerı kaba boşaltın, mikserle iyice harmanlanıncaya kadar çırpın. böyle rengi beyazlayıncaya kadar çırpın anacımmm,, daha sonra yoğurt ve sıvıyağ-tereyağı ekleyin.. mikserle biraz çırpın.. karışıma hindistan cevizi, vanilya, limon kabuğu ve en son koyulcak olan kabartma tozunu ekleyin, gene bir mikserle karışıtırın.. sonra elekten unu serpeleyin bu karışımın üstüne, çok koyu bir kıvam elde etmeyin..  bu karışımdan bir bardak ayırın, sonra kalanı yağlanmış tepsiye bu karısımdan dökün...

sonra kakaoyu bardaktaki karışıma dökün, iyice kakao tadı anlaşılmalı cömert olun bu konuda =) kakaolu karışımı da tepsiye boşaltın böyle dairesel olarak gezdirin üzerinde sonra istediğiniz şekli yapın.. örümcek ağı çıkardığım oldu ama bu sefer çiçek çiçek yaptım ve kakaolu karşımı daha bol tuttum..

sonra 170 derecede pişirin.. hiç açmayın kapağını.. kabardıktan sonra bir kereye mahsus açıp çatal batırın, çatal temiz çıkıyorsa pişmiş demektir.
afiyet olsun =)
yiyenlerin gönlü de hoş olsun =)

açaydım kulaklarımı...daha iyi dinleyeydim seni.. gitme deyeydim =)))



 vay canına ee sonraaa =))


rüyamda gene matematikle uğrasıyordum herkesten hızlı ve doğru çözmem gerekiyordu soruları ki bu imkansız, gerçekten ilkokuldan beri korkulu rüyam :(

sınıfa yerleşiyorduk ilkin sözel boşluk doldrma idi sonra problemler vardı çözerken sürekli beynim duruyor gibi oluyordu herkes hadi çöz hızlı ol diyorsu, yarışmada gibiydim çok korkunçtu

1 Ocak 2013

Ilişkiyi hep sevmeyen yönetir 
çünkü sevende kaybetme korkusu olduğu için herseye olur der..

Etiketler

göbek eritme (3) candan erçetin (2) kanarya (2) temizliği (2) tubun faydaları (2) 19 (1) 1970 (1) 200 tane gezegeniniz varmış gibi yaşıyorsun ancak yalnızca bir dünyamız var (1) 35 ölü (1) A1 (1) AGİT (1) Affrican Commission (1) Afrika Şartı (1) Madde 19 vatandaşlıktan çıkarılma (1) Mahkeme (1) Mariami Abduselişi (1) O beni “Herhalde” sevmiş. (1) Women's Rights (1) acıtıyor (1) adım google'da çıkmasın (1) algı gerçektir (1) altın (1) altınları (1) amniyo sentez (1) amniyosentez (1) ankara (1) arama motoru (1) asma (1) auto erotic asphixication (1) ayak (1) ayak temizliği (1) azınlık hakları (1) ağlamak (1) ağız kokusunu önlemek (1) babet yara yaptı (1) bahar (1) baklava (1) bakım (1) balböceği (1) barış manço (1) batı trakya türkleri (1) bel kemeri (1) brokoli salatası (1) brugge porselen (1) brütüs (1) bulantı (1) buzdan müze. (1) böğürtlenimsi (1) can dündar (1) caught in the middle (1) cemal süreya.. (1) depeche mode (1) deprem (1) dirsek bakımı (1) diş eti (1) diş ipi (1) diş sağlığı (1) dondurma (1) dondurucu soğuk (1) downsendromu (1) düğün davetleri (1) el ayak bakımı (1) el kuruluğu (1) el nemlendiricisi (1) elma (1) elmalı cevizli puding (1) fahri (1) forum (1) foça (1) free love (1) funda arar (1) geceler. (1) genetik hastalıklar (1) genç (1) godotyu beklerken (1) google (1) gögüs (1) gökçe (1) güney afrika (1) güneşli bir sabah (1) hakikat komisyonu (1) havilland krem (1) hepatit b (1) hitler (1) hocam (1) hz.muhammet (1) iktisat (1) ileri yaştaki kadınlar (1) ipuçları (1) ishal (1) istanbul (1) isviçre (1) italy (1) jane eyre (1) jinekoloji (1) jooble (1) jooble-tr.com/ (1) joseph (1) julide ateş (1) kadınlar için şınav (1) kafes temizliği (1) kanser riski (1) karartma günleri (1) karpuz çekirdeği (1) karsı dağların heybetinden mi gireyim?? (1) karın düzleştirme (1) kavun (1) kazaklı tüy =) (1) kilo almak (1) kissing you goodbye (1) konular (1) kpss (1) kuklagiller... (1) kusma (1) kuyumcu (1) külah (1) külah pasta (1) kırmızı turp (1) kızgın güneş (1) lavanta (1) lavanta çayı (1) leperuj (1) leyla ile mecnun (1) mekik (1) mengele (1) muhabbet kuşu (1) muhabbet kuşu bakımı (1) muhabbet kuşu banyo (1) muz sesleri (1) nara (1) nedensiz (1) nelson mandela (1) oldies (1) pamela anderson (1) patatesli börek (1) patatesli peynirli börek (1) patos (1) pervasız (1) peygamber efendimiz (1) peynir (1) phokaia (1) plastik su şişeleri (1) porselen bebek (1) poselen bebek (1) push up (1) rafet el roman nerdesin (1) roboski (1) sarı lira (1) sayesinde (1) sende mi brütüs (1) senede bir gün (1) sivrisinek (1) sivrisinek kovar (1) soframız (1) sor dağılımı (1) sosyal (1) soğan (1) star tv (1) storia di un tale (1) su (1) suluk (1) sus küçüğüm söz büyüğün (su küçüğün söz büyüğün (1) süt (1) sınav nasıl çekilir (1) sırt yağı eritme (1) tam buğday ekmeği ve faydaları (1) ters mekik (1) the gummy bear (1) the pierces (1) tooner dolls (1) torba (1) trt haber (1) tuttu fırlattı (1) tüylenmiş kazak (1) uludere (1) under the tuscan sun (1) uygun ayakkabı seçmek (1) vasiyet (1) yalnızlık 2013 (1) yalnızlık kalbimin ilelebet sahibi (1) yaz salatası (1) yağ yakan besinler (1) yağ yakma (1) yeni logo star tv (1) yeşillik (1) yorgun (1) yorulmadan zayıflama (1) yumurta (1) yüzünden.. (1) zayıflamak (1) zeybek vs yunanistan davası (1) çanta (1) çat pat deil sular seller gibi (1) çıtır börek (1) çığlık (1) ölüm orgazmı (1) öteki kadın (1) özel geceler çin (1) üniversite (1) şınav (1)