hüngür hüngür ağlasam bir rahatlasam çok iyi olcak bu gece :(

biraz mutluluğum olsa ne olurdu sanki

adam hatunu götürüyor =)

price tag

yaşar sevdası

Hüzünleniyorum hala 
O evin önünden gelip geçerken 
Üzülme diyor hala bir ses 
Bir devi yıkamaz askımız koskocaman 
Sevginin kendide zamanla değişir 
Belki de dönüşür biraz huzur kalır 
Sevgilim can evinde sen bana ağladığında 
Belki de yanağında biraz tuzu kalır 

Bir selvi kadar uzun 
Bir sevgi daha  uzun 
Seni ne kadar uzun sevdim bilmiyorlar 
Bir selvi kadar uzun

Bu sevgi daha uzun 
Sevmeyi iki gözüm anlamıyorlar 

Hüzün ağaçları bunlar 
O evin önünde sessiz büyüyen 
Üzülme diyor hala bir ses 
Bir devi yıkamaz askımız koskocaman 
Sevginin kendide zamanla değişir 
Belki de dönüşür biraz huzur kalır 
Sevgilim can evinde sen bana ağladığında 
Belki de yanağında biraz tuzu kalır 

Bir selvi kadar uzun 
Bir sevgi daha uzun 
Seni ne kadar uzun sevdim bilmiyorlar 
Bir selvi kadar uzun 
Bu sevgi daha uzun 
Sevmeyi iki gözüm anlamıyorlar

yüreğimle seviyorum

 ''sadece seni'' seviyorum.

su son bir saat bana öyle iyi geldi ki...

13 marta ne kadar az kaldı hayatımın dönüm noktası kararlarının alınacağı gün, çocukluktan beri hayalini kurduğum gün.. çok meraklar içindeyim nasıl geçecek, buruk gececeği kesin, çünkü hedeflerimin hiçbirine varamadım ama hala bir umudum var :)

nasip

aynada kendini görmelisin =)

Günaydın kendim. Nasılım? İyiyim inşallah? Sıkı giyiniyim bak, hava çok soğuk. 
güzelce kahvaltı yaptıktan sonra, eymiri mi isterim yine? 

Öpüyorum güzel gözlerimden. Akşama geç kalma.

=)



(...ah sen cinayet sebebisin
  neden tevazu gösteresin
ah sen ihanet sebebisin)

diş ipinin önemi

diş macunu reklamları reklam sektöründe oldukça büyük bir paya sahip, peki diş ipleri ben hiç reklamını görmedim diş iplerinin.  ne kadar iyi bir diş fırcanız olursa olsun iki diş arasına heleki arka dişlerinizin arasına o kısa diş fırçaları giremez. imkansızdır. Arka dişlerle çiğnediğimiz için birçok yemek artığı oralara yuvalamakta ve çok hızlı bir şekilde bakterilere evinin kapılarını açmaktadır.

kendimizi kandırmak yersizdir, kendimden örnek vereyim bazı akşamlar diş fırçalamaya bile üşenirim. ama bazı günler günde 3-4 kere fırcalarım o anlarda da diş ipiyle temizlemeyi de ihmal etmem, bunu da zevkli bir hale getiririm.


genelde fırçalama amacı sadece görüntü içindir, beyaz görünsün diye. hatta o rekabeti gırla götüren diş macunu reklamlarına aldanırız, beyazı çıkar, 7 kat daha etkilisi çıkar, neden 7 dir 8 değildir, daha beyazı çıkar, en beyazı çıkar.. çıkar oğlu çıkar.. ama hakkaten çıkar reklamlarıdır. hiçbiri diğerinden iyi daha kötü değildir. ortalama bir diş macunuz olsun. ama diş fırcanız oldukça iyi olsun. ve hemen bir diş ipi edinmelisiniz..

diş fırcasının görevi de bir yere kadardır. belirttiğim gibi diç fırcası arka dişlerinin arasına giremez.ağız kokusunun oluştuğu yerler için bir anlık önlem gibidir diş fırçası.. ama diş ipi bu kokuların kökten çözümü için en iyi başlangıçtır.

çürümeler genelde arka dişlerden başlar, artıkların en kolay saklanabildiği yerlerdir ve temizlenmesi en zor yerdir. biz de önemsemeyiz nasılsa görüntü de yok arka dişler, ha bire ön dişleri parlatmaya çalışırız.. bu yüzden arka dişler çürür, düşer, çekilir..

diş macunun bence pek bir önemi yok, ağız ferahlığı vermekten başka, iyi bir diş fırcası ve diş ipi sağlıklı dişler için oldukça önemlidir..

diş ipini nasıl kullanmak gerekiyor peki??

diş ipini iki diş arasına yavasça sokmak, diş etlerine zarar vermeden araları temizlemek esastır. diş ipi işlemlerinden sonra dişleri tekrar fırçalamak ekstradan kazanılan bir ödül olarak size geri dönecektir.

yılların kremi: havilland krem

1940-1955 lı yıllarının havilland reklamları

yenilenmiş havilland

havilland kremi bizim nesil hiç mi hiç bilmez =) annemler de pek bilmez ama ananelerimizin- babanelerimizin gençken kullandıkları en güzel krem bu imiş =) bu kremin adını geçtiğimiz yıllarda bir nevin abladan duymuştuk, gençken bu kremi kullandığını kırışıklarının bu yaşa kadar neden pek olmadığını, diri olan yüzünü bu kreme borçlu olduğunu söylemişti, biz de öylesine googledan aratalım hala satılıyor mu diye bakınırken, üretildiğini fakat tek tük eczanelerde bulunduğunu öğrendik, o zaman netten sipariş verelim demiştik, 2 tüp ben istemiştim.

yağlı kremini sipariş etmiştik biz, benim yüzüm oldukça kurudur çünkü. 

krem oldukça yoğun, emilmesi kolay değil ama benim cildim kuru olduğu için çok güzel emiyor.  yağlanma hissi  dahi bırakmıyor.haftada 2 akşam sürsem yeterli, onun dışında güneş kremlerini günlük krem olarak kullanıyorum ve memnunum. 

bu havilland krem yüze sürmekten öte el ve dirsek bakımı için de mükemmel bir kremdir, oldukça  ucuz olan bu kremi kullanmakta oldukça rahatım doğrusu, ellerime dirseklerime sürer sürmez kadife gibi oluyor ve su-sabun sonrası kupkuru olmuyor. çünkü bazı kremler güzelce yumuşatırken eller suya girdi mi sonrasında tonra tonra oluyor, bu kremin kalitesizliği bence. tabi suyun ve sabunun da sertliği, ph nın düşük olması da etkilidir. ancak dediğim gibi havilland hiçbir zaman kurutmaya neden olmuyor.

havilland krem el bakımı için bence bir numara, nötrijina falan halt etmiş. geceleri elinize bu nadide kremden =) sürüp eldivenleri geçirip uyudunuz mu sabaha bembeyaz ve yumoş ellere sahip olarak uyanaaksınız..

internetten veya eczaneye getirtme imkanınız varsa o şekilde bu şekilde bir sekilde bu kremi edinmenizi tavsiye ediyorum =)

Osmanlı Devletinde İlkler

-Osmanlı’da ilk fethedilen ada, 1308 yılında alınan İmralı Adası’dır.
İstanbul’a defnedilen ilk padişah Fatih Sultan Mehmed’dir.

- İstanbul’da öldürülen ilk padişah, "Genç Osman" adıyla bilinen İkinci Osman’dır.

- İlk daimi ordu 1328 yılında Orhan Gazi Bey’in emriyle kurulmuş olup, bu orduya "Yaya" adı verilmiştir.

- Osmanlı padişahlarından İstanbul’u ilk kuşatan 1391 yılında Yıldırım Bayezid olmuştur.

- İlk telgraf da Sultan Mecid döneminde kurulmuş, 9 Eylül 1855 Pazar günü faaliyete geçmiştir. Kırım`dan İstanbul`a çekilen ilk telgrafta Kırım şehri olan Sivastopol`un Rus işgalinden kurtarıldığı bildirilmekteydi.

- Osmanlı Devleti`nde ilk tershane Yıldırım Bayezid devrinde Gelibolu`da oluşturulmuştur.

- Osmanlıların ilk Beylik merkezleri ve bir bakıma ilk başkentleri Söğüt Kasabası’dır. Daha sonra sırasıyla Yenişehir, Bursa, Edirne ve İstanbul başkent oldu.

- Devletin ilk hazinesini Fatih Sultan Mehmet kurdu.

- ilk barış anlaşması, 1330 yılında Orhan Gazi ile Bizans İmparatoru Üçüncü Andronikos arasında imzalanmıştır.

- "Valide Sultan" adıyla anılan ilk padişah anası, İkinci Selim’in hanımı ve Üçüncü Murad’ın anası olan Nur Banu dur.

- Osmanlı Devleti ilk borcu Kırım Savaşı sırasında İngiltere`den almıştır. Sultan Mecid dönemidir. 28 Haziran 1855 günü Londra da imzalanan anlaşma ile İngiltere ve Fransa dan beş milyon İngiliz altını borç alınmıştır.

- Avrupa seyahatine çıkan ilk ve tek Osmanlı Padişahı Sultan Aziz’dir. 21 Haziran 1867 tarihinde başlayan bu yolculuk 44 gün sürmüştür. Fransa’dan başlayıp, sırasıyla Belçika, Almanya, Avusturya-Macaristan’ı gezip geri dönmüştür. İlk posta pulunu da yine Sultan Abdülaziz kullanmıştır.

- Osmanlı Devleti, uçağı ilk kez I. Dünya Savaşı`nda kullanmıştır.

- Osmanlı Devleti`nin Afrika`da kaybettiği ilk toprak parçası Cezayir`dir.

- İlk vapur, İkinci Mahmud zamanında ve 1827 yılında satın alınmış olup halk arasında "Buğu gemisi" adıyla anılmıştır.

- İlk gazete İkinci Mahmud döneminde ve 1 Kasım 1831 Salı günü yayınlanan Takvim-i Vakayi’dir.

- Devşirmeyken Sadrazamlık makamına yükselen ilk kişi, fetihten sonra Fatih Sultan Mehmed tarafından tayin edilen Veli Mahmud Paşa’dır.

- İlk Osmanlı madeni parasının adı “Sikke”dir ve Orhan Gazi adına 1327 yılında basılmıştır.

- Osmanlı tarihinde ilk şair padişah Fatih Sultan Mehmed’in babası İkinci Murad’dır.

- Osmanlı tarihinde savaş meydanında şehit olan ilk (ve tek) padişah Birinci Murad’dır. 1389 yılında, 1. Kosova Savaşı’nda şehit düşmüştür.

- Osmanlı Devleti`nin toprak kaybettiği ilk antlaşma Karlofça`dır. Karlofça Antlaşması ile Banat ve Temeşvar hariç, bütün Macaristan ve Erdel Beyliği Avusturya`ya, Ukrayna ve Podolya Lehistan`a, Mora ve Dalmaçya kıyıları Venediklilere bırakıldı.

- İlk Boğaziçi Köprü Projesi de Sultan İkinci Abdülhamid döneminde yapıldı. 1900 yılında, Anadoluhisarı ile Rumeli Hisarı arasında bir köprü kurulması için Bosphorus Railroad Company adlı şirket çalışmalara başladı. Köprü üzerine demiryolu döşenmesi de planlanmıştı. Böylece, Avrupa’dan kalkan bir tren Bağdat’a kadar gidebilecekti. Ancak iç karışıklıklar ve Sultan Abdülhamid’in tahttan indirilmesi o zaman için bu projenin gerçekleştirilmesine engel oldu.

- İstanbul’a ilk tünel yine Sultan Abdülaziz zamanında Fransız Mühendis Emile Gavand tarafından yapıldı ve bu tünel 17 Ocak 1874 günü hizmete girdi. Dünyanın üçüncü yeraltı treni olan bu tünel 575 metre uzunluğunda ve 7 metre genişliğindedir.

- İlk kıyafet kanunu 3 Mart 1829 yılında ve İkinci Mahmud zamanında yayınlanmıştır. Bu kanuna göre sarık ve cüppe ilmiye sınıfına ayrılmış olup devlet memurlarının fes, setre, pantolon ve kaput giymeleri kararlaştırılmıştır.

google translate

google çevirinin ingilizcesi benim ingilizceden daha berbat..

bir de bunu müyendizler, yazlımcılar yapiyiirrr

kenan imirzalıoğlu ve b. korelin eski hayranı olaraktan ben....

kenan imirzalıoğlu ve bergüzar korelin aynı dizide rol aldığını ve o dizinin her hafta yayınlanıyor olduğunu yeni öğrendim

kenan imirzalıoğlu hayranıydm bir zamanlar ve bergüzar koreli de çok sever, ikisini birbirine çok ama çok yakıştırırdım. ancak, ne zaman o pörtlek gözlüye vardı gitti çocuk doğurdu, bergüzar korelden de soğumuştum. ben bergüzar koreli kenan imirzalıoğluna çok yakıştırırdım, bak şimdi dizisi varmış ve aylardır haberim yok böhüüü bööhhhüüü =)

                                           işte budur =)) ne sevindim, gerçek hayatta da keşke birbirleriyle evli olsalardı...

iki yüzlü ''peki''

peki kelimesini çocukluktan beri çok severek kullanırım, bir anlamda saygı sevgi ile kullanırım bir anlamda giydirmelerin en alası olarak kullanırım. tabi bunu kimsecikler farketmez ve bu yüzden günah işlememiş olurum. küfür etmenin de bir adabı var diyerek ben peki kelimesinin kalıbını fazlasıyla delmişimdir, bugünlerde fazlasıyla küfür edasıyla kullanır oldum bu peki yi =)

bu yüzden peki bütün küfürlerin velisidir =)

<peki> tüm küfürlerin anasıdır babasıdır atasıdır bazen.

1 ay kala

her gününe bir şiir yazmak isterdim
değerini bileceğini bilsem

her umuduna mutluluk katmak isterdim
beni sevebileceğini bilsem

her gülüşünün nedeni olmak isterdim
beni üzmeyeceğini bilsem

son günleri bu aşkın
tükenmeye geçti geçeli
çok  iç çekişler çıktı ancak
bir o bilmedi bir o duymadı.


yıllardır düşlediğim güne 1 ay kalmış..

anca beraber kanca beraber =)

çekilin abilerim ablalarım çok işimiz var daha, bekleme yapmayın böyle olmuyor aaaa =)

yıllar sonra gördüğüm bir fotograf

bu benmişim. benmişim diyorum çünkü küçüklüğümle ilgili çok az fotograf biliyorum. çoğu bebeklik fotografım nerde kimdedir hiçbir zaman net bir yanıt alamadım. ananemin albümlerinden bu kaşık suratlı nörsmayı buldum =) ananemin kucağındayım.

pembe parmak yeğenim minnoş ezgiye ait. =)kaşla göz arasında fotografımı çektim..

mutsuzluğun tadı

bazı hisler de tuzsuz et gibi sası

bir insanla başlar değişim..

bir insan her şeyi değiştirebilir..

bu lafa birçok örnek verebiliriz.. insanların birbirlerine yardım etmelerine çok tanık oluyorum ve ben de bu yardımların içinde yer alıyorum... yardım etmeyi seven bir toplumuz ama paylaşmayı o kadar çok sevmiyoruz.. bir yaşlı teyzenin ağır torbalarını taşıyabiliriz ama artık pek sık toplu taşıma araçlarında yerimizi bir başkasına vermek istemiyoruz.

sabah metrodayım. anne oğlunu okula götürecek ikili oturdular, anne yaşlı birini görünce oğluna dediki, hadi yavrum kalk git amcaya söyle buraya otursun, oğlan uykulu şekilde yüzünü ekşitti, anne bir güzel mıncırdı oğlan istemeyerek gitti amcayı alarak boş yere oturttu. anne de oğlunun mızmızlanmasına dayanamadı, oturduğu yeri oğluna verdi bu seferde kadın ayakta kaldı.. karşı tarafta anne ve kız da yanyana oturuyordu, bu anne de kızını kendi kucağına aldı ve ayaktan kalan anne ile göz teması kurarak yanının boş olduğunu belirtti, buna benzer yer vermeleri çok görüyoruz =) şimdi demeyin sen niye vermedin ben zaten ayaktaydım =))

zorlaşan bir işlem vardı bugün sağolsun yaklaşık 2 yıldır tanıdığım bir memur halletti adı ferhat. gene bugün onun yanına uğramıştım, adam gayet güzel derdimi anlattı yardımcı olmaya çalıştı. ben de diyiverdim, sizin adınız ferah olmalıymış, insanların işlerini kolaylaştırıyorsunuz diye.. adam çok mutlu oldu, eskiden de her işimde yardımcı olmaya çalışmıştı sağolsun..

demek istediğim ipteki düğümleri sadece bir kişinin çözmesini beklemektense her insanın kendine göre bir uğraşısı- yardımı ile çok şey değişebiliyor.. bu benim 2 saat içinde gördüğüm şeyler, gün içinde o kadar çok oluyorki, bu yüzden rahatlıkla diyebilirim hala saf, temiz, iyiniyetli insanlar var bu topraklarda...

gün bitmek üzereyken çürütülemeyecek bir kanı

ben hep unutulurum zaten.

gloryheaven yenilendi =))

yenilendik efendim =) 

daha renkli olduk 

daha ılık renkler kullandım...

 tam gözüm alışamasa da severim inşallah =)

nice güzel anıları, düşünceleri, paylaşımları burada ölümsüzleştirmem dileğiyle =)))

Coğrafyası bozulmuş kalbimin.. Sebebi 'yeryüzünden' değil.. 'yaryüzünden'..

su fışkırtan yüzük =)))

28 Ocaktaki  leyla ile mecnun dizisinde, yavuz alıyor bu yüzüğü. hatta sonrasındaki muhabbet:

Yavuz:Abi yüzük diye su fışkırtan yüzük aldım
İsmail Abi:Vallaha mı ben çok severim o yüzükleri keşke benle evlenseydin yavuz.

manga-cevapsız sorular

=(..
.
her sabah kaybolup giden
bir rüya gibi oldun artık gecelerimi bekleyen
gündüzlerimi zehir eden..

bruno mars-locked out of heaven

 benim küçüklüğümde yabancı müzik kanalları yoktu, hayaliyle radyoda dinler ve sanatçının tipi ve klip hakkında hayal kurardım... yalnız bunu huy edinmişim, çoğu şarkıyı radyoda duyduğumla dinlediğimle kalırım. videosunu izlediğimde belki beklentimi alt üst eder, karşılamaz ya da çok daha iyisidir diye pek klip izlemem, ama işte bazen izlemesi de zevk verir.. bazen beyaz şarkıcıları dinlerken siyahi sanarım ve öyle hayal ederim, klibe bakınca o bumuymuş derim =)))

bruno marsın kliplerine genelde number one de denk geliyordum.. ama bu şarkısı bayadır radyolarda denk gelmeye başladı ve klibi için hayal kurdum, izlemedim... just the way you are, grenade, the lazy song çok sevdiğim şakılarıydı..

grenade hele, valla güç verirken bazen de çok ağlatırdı, spor yaparken çok işe yarıyor manyak hırs pompalıyor beyne =)  çok anlamlı, sevgiden zerre anlamayan insanlar için yazılmış.. çok severim o şarkısını da... ah ahh dinliyim şimdi...

bruno mars çok iyi çıkış yapan bir sarkıcı bence, çoğu şarkısını duyar duymaz çok sevmişimdir..

sarkı bitmesin istiyorum misal, ya da yolum bitmişse-kapamam gerekiyorsa adımlarımı yavaşlatıyorum =)) kısacası 3-4 aydır çok severek dinliyorum...

buraya da gelecekte okunmak ve dinlenmek  üzere  postalıyorum..

el sallayın =))

bugünlerde çok mutluyum, medeçi mutluluğu sanırım

grenade yi ayırmak istemedim onu da koyayım, baktıkça ikisini ard arda dinlerim artık.. süper bir şarkı bu da, manyak hırs yaptıryor..

kezbanlar nasıl yürürmüş bir bakın hele =))))

bu da bir diğer kezban =) ama çok hırslı böyle yaracak yeri sanki =) alaacam götürecem ele güne nispet oh oh der gibi hahaha