televizyonda bir sokak röportajında gayet laylaylom bir şekilde aşk nedir diye insanlara soruyordu muhabir kız, herkes tanımladı gak guk diyen oldu,aşkı lanetleyen oldu, yanındaki sevgilisini gösteren oldu. Aman anne değiştir elalemin aşk anlayışından banane dememe kalmadı bir muhabir edasıyla bana da annem Aşk nedir nörsma diye sordu, düşünmeden ''aşk tanıdıkça yani yaşandıkça azalır'' dedim. Çok tanımak istedikçe karsındakini bir cezbediciliği kalmıyor bence. çok sorgulamadan,deşmeden yaşananları mutluluğuna bakarsan aşkı sürdürebilirsin...
gerçi, aşkını ilan etmekte yapılan en büyük salaklıklardan biri benim için, yapmıştım...boyumun ölçüsünü almıştım.. o zamandan beri susuyorum ben ; beni düşünen, seven olmadıkça kimseyi düşünmüyorum, sevmiyorum..Ama şimdi aklıma geld inot edeyim Elif Şafak'ın Araf kitabında aşk için demişti ki:Belki aşk sevgiliyi kazanmayı değil, kendini onda kaybetmeyi gerektirir,Kendini kaybettiğinde ve ego kuleni yıktığında karşılığında sevilmişsin sevilmemişsin ne fark eder... (doğru bu kadını seviyorum, onun gittiği, bulunduğu yolu seviyorum) belki de bir insana değil, ben aşka aşığımdır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder