haftanın da ayın da son günü..
bir kalemtraşım
kalemi sivriltmekle uğraşan ellerde
bir yarışa dahil etmişim keskinliğimi
kömür karası bulaştırıp ellere
31 Ocak 2014
30 Ocak 2014
22 Ocak 2014
20 Ocak 2014
kadın soruyor eşime tekrar nasıl güvenebilirim bende de suç var ilgilenemedim ve loğusa dönemi aldatıldım diyor... buna nasıl cevap verilsin ki.. onaylanmak istiyor kadın çok bariz... suçluluk hissetmesi ne kadar kötü, daha da güçlenmesi lazım, erkek arayacağına özür dileyeceğine kadıncağız kendinde hata arıyor.. yazıklar olsun bu düzene.. kadında acmış tv de soruyor ilkim öze.. ilkim öz en baba adamdan boşandı... bu sorunların en iyi çözümü kendi içindedir.. bırak ya kurtul ne hata arıyon kendinde.. pislik.. tek eşli yapamıyorsa ne basında bekletiyorsun...
bağımlı yaşamak kadar kötü bir sey yok.. Allah göstermesin kimseye ama insanlar kendine bile yalan söyledikten sonra karsısındakine mi söylemeyecek :( ar damarı çatlamışlar uzak olsun iyi insanlardan, gidin kendiniz gibileri bulun..
evlilik kalıpları da çok kötü.. insanlar resmen eşe dosta hava atmak için evlenir oldu, evlenmek için evlenir oldu hiçbir duygusal bağ, dayanışma yaşatmadan hissizleştirilmiş şekilde.... hiç insaf yok kimsede...bazı erkeklere erkek küfrünü çok yakıştırıyorum...gerçekten...
neden acaba alla alla
bağımlı yaşamak kadar kötü bir sey yok.. Allah göstermesin kimseye ama insanlar kendine bile yalan söyledikten sonra karsısındakine mi söylemeyecek :( ar damarı çatlamışlar uzak olsun iyi insanlardan, gidin kendiniz gibileri bulun..
evlilik kalıpları da çok kötü.. insanlar resmen eşe dosta hava atmak için evlenir oldu, evlenmek için evlenir oldu hiçbir duygusal bağ, dayanışma yaşatmadan hissizleştirilmiş şekilde.... hiç insaf yok kimsede...bazı erkeklere erkek küfrünü çok yakıştırıyorum...gerçekten...
neden acaba alla alla
evim evim güzel evim.
au fond j'crois q'la terre est ronde,
pour une seule bonne raison...
après avoir fait l'tour du monde,
tout c'qu'on veut c'est être à la maison.
aslında, dünyanın yuvarlak olduğuna tek bir nedenden ötürü inanırız..
dünya turu yaptıktan sonra olmak istediğimiz tek yer evimizdir
19 Ocak 2014
Sükür etmedikten sonra dünyalari yesen ne fayda
“ Bulaşık yıkarken duâ et.
Yıkanacak tabaklar olduğuna şükret;
Çünkü bu, yiyecek bir şeyler olduğunu, birilerini doyurduğunu,
Birileriyle ilgilendiğini, yemek yapıp sofra kurduğunu gösterir.
O anda yıkayacak tek bir tabağı olmayan,
Sofra kuracağı hiç kimsesi olmayan milyonlarca insanı düşün. ”
Yıkanacak tabaklar olduğuna şükret;
Çünkü bu, yiyecek bir şeyler olduğunu, birilerini doyurduğunu,
Birileriyle ilgilendiğini, yemek yapıp sofra kurduğunu gösterir.
O anda yıkayacak tek bir tabağı olmayan,
Sofra kuracağı hiç kimsesi olmayan milyonlarca insanı düşün. ”
16 Ocak 2014
özümsemek gerek bunu..
<<<İnsan, hayatında en büyük bedelleri muhabbeti uğrunda öder. Zira gerçek bir muhabbetin kantarı, fedakârlıktır. Bizler de Allâhʼın muhabbet ve rızâsını kazanmanın gayreti içinde olmalıyız. Bunun en güzel nişânesi ise; yetim, kimsesiz, fakir ve muhtaçların bize zimmetli olduğunu unutmamaktır…>>>
yeşil sebzeleri sevmekte biraz zorlanırız... özellikle çocuklar yeşil renkli sebze yemeklerini pek yemek istemezler.. fakat biliyoruz ki sebzelerde hakim olan renk yeşildir, bitkilerin de çoğu yeşildir..
benim de misal brokoli ile aram pek barışık olmamıştır..hiçbir zaman keyifle yemedim, hep sağlık açısından faydalı diye indirdim mideye... taaaki annem o enfes brokoli çorbasını yapana kadar =))) bugünde çok canım çekti eve gidince yapıcam sütlü ve sosisli bir çorba olcak kendisi =)))
güzelce beslenelim hem ruhen hem de bedenen =)))
benim de misal brokoli ile aram pek barışık olmamıştır..hiçbir zaman keyifle yemedim, hep sağlık açısından faydalı diye indirdim mideye... taaaki annem o enfes brokoli çorbasını yapana kadar =))) bugünde çok canım çekti eve gidince yapıcam sütlü ve sosisli bir çorba olcak kendisi =)))
güzelce beslenelim hem ruhen hem de bedenen =)))
15 Ocak 2014
14 Ocak 2014
Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar
Yalancının mumu…
Vaktiyle İstanbul’daki Fatih Medresesi’nin her odasında dört beş talebe beraber kalırmış. Bu talebeler memleketlerinden getirdikleri fasulye, bulgur, mercimek, nohut vesaireyi beraber pişirirler, beraber yerler ve her hafta içlerinden birisi nöbet tutarak bu işleri yaparlarmış.
Geceleri ders çalışmak için yaktıkları mumların parasını da aralarında toplayıp, o haftaki nöbetçi talebeye verirlermiş.
Bu talebelerden birisi çok açıkgözmüş. Her gece şamdanların dibinde kalan kırıntı mumları toplar, eritir ve onlardan uydurma bir mum yaparak parayı cebine indirirmiş. Fakat onun yaptığı mum, yeni mumlar gibi uzun müddet odayı aydınlatamaz, erkenden sönermiş.
İşin farkına varan arkadaşları, bir gece yine yatsı namazından sonra karanlıkta kalınca, hesap sormaya başlarlar:
– Biz sana para verdik, ne diye mum almadın?
– Aldım işte, ne yapayım mumlar küçülmüş, bu kadar yanıyor.
İçlerinden birisi:
– Tabii o kadar yanar çünkü sen hilekârın birisin. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar..
/dürri yekta
Geceleri ders çalışmak için yaktıkları mumların parasını da aralarında toplayıp, o haftaki nöbetçi talebeye verirlermiş.
Bu talebelerden birisi çok açıkgözmüş. Her gece şamdanların dibinde kalan kırıntı mumları toplar, eritir ve onlardan uydurma bir mum yaparak parayı cebine indirirmiş. Fakat onun yaptığı mum, yeni mumlar gibi uzun müddet odayı aydınlatamaz, erkenden sönermiş.
İşin farkına varan arkadaşları, bir gece yine yatsı namazından sonra karanlıkta kalınca, hesap sormaya başlarlar:
– Biz sana para verdik, ne diye mum almadın?
– Aldım işte, ne yapayım mumlar küçülmüş, bu kadar yanıyor.
İçlerinden birisi:
– Tabii o kadar yanar çünkü sen hilekârın birisin. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar..
/dürri yekta
rahatlatıcı sarkılar
bu akşam bıkmadan dinleyeceğim listemdeki iki şarkı.
et si tu n'existais pas..
ve
storia di un tale
anca narkozu bunlardan yerim ben =/
et si tu n'existais pas..
ve
storia di un tale
anca narkozu bunlardan yerim ben =/
9 Ocak 2014
8 Ocak 2014
farkında olamamak
Adam fısıldadı...!!!
" Allah’ım konuş benimle" ve bir kuş cıvıldadı ağaçta ama adam duymadı.
Sonra adam bağırdı "Allah’ım konuş benimle!" Ve gökyüzünde bir şimşek çaktı, ama adam dinlemedi onu.
Adam etrafına bakındı ve "Allah’ım seni görmeme izin ver" dedi. Ve bir yıldız parıldadı gökyüzünde. Ama adam farkına varmadı.
Ve adam bağırdı, "Allah’ım bana bir mucize göster! " Ve bir bebek
doğdu bir yerlerde. Ama adam bunu bilemedi.
Sonra adam çaresizlik içinde sızlandı, " Dokun bana Allah’ım ve burada
olduğunu anlamamı sağla! "
Bunun üzerine adamın omuzuna bir kelebek kondu.
Ama adam kelebeği elinin tersiyle uzaklaştırdı ve yürüyüp gitti.
Allah’ın varlığını gösteren milyarlarca şey vardır etrafımızda ama bazıları o kadar kördür ki bunların farkına varamaz..
" Allah’ım konuş benimle" ve bir kuş cıvıldadı ağaçta ama adam duymadı.
Sonra adam bağırdı "Allah’ım konuş benimle!" Ve gökyüzünde bir şimşek çaktı, ama adam dinlemedi onu.
Adam etrafına bakındı ve "Allah’ım seni görmeme izin ver" dedi. Ve bir yıldız parıldadı gökyüzünde. Ama adam farkına varmadı.
Ve adam bağırdı, "Allah’ım bana bir mucize göster! " Ve bir bebek
doğdu bir yerlerde. Ama adam bunu bilemedi.
Sonra adam çaresizlik içinde sızlandı, " Dokun bana Allah’ım ve burada
olduğunu anlamamı sağla! "
Bunun üzerine adamın omuzuna bir kelebek kondu.
Ama adam kelebeği elinin tersiyle uzaklaştırdı ve yürüyüp gitti.
Allah’ın varlığını gösteren milyarlarca şey vardır etrafımızda ama bazıları o kadar kördür ki bunların farkına varamaz..
bahane benim göbek adım
bazı hüzünler çok ağırdır, boğar yalnızlığa..
bazı hüzünler de çok ağırdır, çıkarır ferahlığa...
mutlulukla dolu olduğunu belki de çok sonra anlarsın..
güzel olan sonradan olur ve sonsuzluğa vurur...
ocak ayı insanın kendini yenilemesi için bence bir fırsattır.. her gün verilen sözler gibi kaypak değil, her hafta bozulan diyetler gibi istikrarsız değil, her dönem yapılan finaller gibi başarısız değildir açıkcası... bu koskocaman bir yılın başıdır.. koskoca bin yılın son basamağının değişimidir.. zaman değişirken kendini yenilerken, insanın da kendini yenilemesi gerekmektedir.. illaki doğum günü beklenmez olgunlaşmak için ya da beklenmez hatırlanmak.. biraz insanın kendisi hızlı davranarak sorun olarak gördükleriyle baş etmeyi öğrenmeli...
grip salgını belki de çoğumuz için bir bahane oldu, normal grip olsak da illaki o malum grip furyasının içine dahil olacağız ve çok ağır atlatmasak da.. onun belirtilerini kendimize uyduracağız.. haberlerden medet umarak iyileşmeyi bekleyeceğiz.. tertemiz hava solumak yerine bulucaz kendimizi kalabalıklarda, bitmek tükenmeyen dertlerle derlerimizi harmanlıcaz, şikayet ederek geçiricez aydınlığımızı..
herkes ocak ayında hastalıkla uğrasır, ocakta yeni taksitler başlar, ocakta hayaller sönmüş olur..ocak kış ayı çabuk geçsin derken ne kadar zalim düşünüyoruz halbuki, bugün güneşin tatlılığını havanın güzelliğini kim fark etti ki, herkes bir şeylerden şikayetçiyken kim nerden hissetsin ki dalmışken sanal dünyaya..
ocak ayı bence en güzel en saf en temiz aydır, nasıl başlarsan öyle gider, ilk intiba laflarına örnek teşkil eder ocak ayı... ocak ayının önemsenmeme gibi bir durumu da olmamalı ayrıca...
hüzün illaki bir başkasının üzmesi demek değil, iç dünyanın da üzülmesidir kimi zaman, ve en büyük derin acılar kendi ürettiğinle olur.. ancak sen kendin büyütürsün dertlerini ancak sen azaltırsın işlerini... başkasından medet umarak kim hemen güçlenebilir ki.. en iyiyi, güzelliği kendinle yaratmalı ve en derine bunu yerleştirmeli insan.. işte o zaman her başlangıç sonsuzluğa iz bırakır.. ve her yeniyıl başı olan ocak ayı güzelleşir...
monoton ve gri bir ocak ayı yerine, bembeyaz misler gibi ferah taze bir ay olarak düşünmek daha hoş ve şık olur..
mutsuzluktan kurtulmak istiyorsak önce kendimizi yenilemekle başlamalıyız, ve en ideal zamandayız ocak ayı yepisyeni bir ay, bizi mutsuz eden her şeyi bu ay çok kolay bırakabiliriz, azad edebiliriz takıntılarımızı, dibe vurmuş depresyonlarımızı, bahanelerimizi kovabiliriz kolayca.. hem de hiçbir neden açıklamadan...
ocak ayı her şey için en güzel fırsattır özellikle sevmediğimiz şeyleri bırakmak ve onlardan kurtulmak için..
bazı hüzünler de çok ağırdır, çıkarır ferahlığa...
mutlulukla dolu olduğunu belki de çok sonra anlarsın..
güzel olan sonradan olur ve sonsuzluğa vurur...
ocak ayı insanın kendini yenilemesi için bence bir fırsattır.. her gün verilen sözler gibi kaypak değil, her hafta bozulan diyetler gibi istikrarsız değil, her dönem yapılan finaller gibi başarısız değildir açıkcası... bu koskocaman bir yılın başıdır.. koskoca bin yılın son basamağının değişimidir.. zaman değişirken kendini yenilerken, insanın da kendini yenilemesi gerekmektedir.. illaki doğum günü beklenmez olgunlaşmak için ya da beklenmez hatırlanmak.. biraz insanın kendisi hızlı davranarak sorun olarak gördükleriyle baş etmeyi öğrenmeli...
grip salgını belki de çoğumuz için bir bahane oldu, normal grip olsak da illaki o malum grip furyasının içine dahil olacağız ve çok ağır atlatmasak da.. onun belirtilerini kendimize uyduracağız.. haberlerden medet umarak iyileşmeyi bekleyeceğiz.. tertemiz hava solumak yerine bulucaz kendimizi kalabalıklarda, bitmek tükenmeyen dertlerle derlerimizi harmanlıcaz, şikayet ederek geçiricez aydınlığımızı..
herkes ocak ayında hastalıkla uğrasır, ocakta yeni taksitler başlar, ocakta hayaller sönmüş olur..ocak kış ayı çabuk geçsin derken ne kadar zalim düşünüyoruz halbuki, bugün güneşin tatlılığını havanın güzelliğini kim fark etti ki, herkes bir şeylerden şikayetçiyken kim nerden hissetsin ki dalmışken sanal dünyaya..
ocak ayı bence en güzel en saf en temiz aydır, nasıl başlarsan öyle gider, ilk intiba laflarına örnek teşkil eder ocak ayı... ocak ayının önemsenmeme gibi bir durumu da olmamalı ayrıca...
hüzün illaki bir başkasının üzmesi demek değil, iç dünyanın da üzülmesidir kimi zaman, ve en büyük derin acılar kendi ürettiğinle olur.. ancak sen kendin büyütürsün dertlerini ancak sen azaltırsın işlerini... başkasından medet umarak kim hemen güçlenebilir ki.. en iyiyi, güzelliği kendinle yaratmalı ve en derine bunu yerleştirmeli insan.. işte o zaman her başlangıç sonsuzluğa iz bırakır.. ve her yeniyıl başı olan ocak ayı güzelleşir...
monoton ve gri bir ocak ayı yerine, bembeyaz misler gibi ferah taze bir ay olarak düşünmek daha hoş ve şık olur..
mutsuzluktan kurtulmak istiyorsak önce kendimizi yenilemekle başlamalıyız, ve en ideal zamandayız ocak ayı yepisyeni bir ay, bizi mutsuz eden her şeyi bu ay çok kolay bırakabiliriz, azad edebiliriz takıntılarımızı, dibe vurmuş depresyonlarımızı, bahanelerimizi kovabiliriz kolayca.. hem de hiçbir neden açıklamadan...
ocak ayı her şey için en güzel fırsattır özellikle sevmediğimiz şeyleri bırakmak ve onlardan kurtulmak için..
6 Ocak 2014
4 Ocak 2014
ALTIN ÖĞÜT
1-Ucuz araba kullan ama, alabileceğin en güzel evi al.
2-Her zaman ve her ortamda anlatabileceğin üç fıkra öğren.
3-Sevinçlerini sakın erteleme.
4-Eşini çok iyi seç. Çünkü bu seçim mutluluğunun veya bedbahtlığını %90’ını oluşturur.
5-Hergün 30 dakika yürüyüş yap.
6-Her yemekten sonra şükret.
7-Bir arkadaşına sırrını açıklamadan önce iki kere düşün.
8-Maaş çekini imzalayan kişileri asla eleştirme.
9-Kaybedecek şeyi olmayan insanlardan kork.
10-Gözünün önünde hep güzel şeyler bulundur.
11-Çocukların, gelenek sözcüğünü duyduklarında seni hatırlayacak şekilde yaşa.
12-Dinine ait kitabı tam anlamıyla okumak için kendine bir yıl süre tanı.
13-Biri seni kucakladığında ilk bırakan sen olma.
14-Hergün 6 bardak su içmeyi unutma..
15-seni seven insanları koru..
16-Zor da olsa ailenle tatil yapmak için her şeyi dene. Bu tatildeki anılar, hayatındaki en değerli anılardan biri olacak.
17-Kendine yapılmasını istemediğin hiçbirşeyi başkalarına yapma.
18-Başarıya, iç huzura kavuştuğun, sağlıklı olduğun ve sevildiğin zamanı değerlendir.
19-İyi ve başarılı bir evliliğin iki şeye bağlı olduğunu unutma:
a) Doğru insanı bulmak
b) Doğru insan olmak.
a) Doğru insanı bulmak
b) Doğru insan olmak.
20-Ebeveynlerini, eşini ve çocuklarını eleştirmek istediğin zaman dilini ısır.
21-Evliliğini güzelleştirmek için hergün bir şeyler yap.
22-iyilik dolu bir sözü ve iyiliğin etkisini asla küçümseme.
SON SÖZ..
Hayatınızdaki kötü olayları düşünerek vakit kaybetmeyin; Yoksa güzellikleri görmekte gecikebilirsiN
Hayatınızdaki kötü olayları düşünerek vakit kaybetmeyin; Yoksa güzellikleri görmekte gecikebilirsiN
3 Ocak 2014
2 Ocak 2014
ben sana söylemiştim adlı filmden bir soru
bir otobüs sürüyorsun.. ilk durakta 99 kişi biniyor.. 75 kişi ise iniyor.. ikinci durakta 10 kişi biniyor, 3 kişi de iniyor.sonraki durakta 20 kişi daha biniyor. 13 kişi de iniyor...
söforün gözleri ne renk??
söforün gözleri ne renk??
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Etiketler
göbek eritme
(3)
candan erçetin
(2)
kanarya
(2)
temizliği
(2)
tubun faydaları
(2)
19
(1)
1970
(1)
200 tane gezegeniniz varmış gibi yaşıyorsun ancak yalnızca bir dünyamız var
(1)
35 ölü
(1)
A1
(1)
AGİT
(1)
Affrican Commission
(1)
Afrika Şartı
(1)
Madde 19 vatandaşlıktan çıkarılma
(1)
Mahkeme
(1)
Mariami Abduselişi
(1)
O beni “Herhalde” sevmiş.
(1)
Women's Rights
(1)
acıtıyor
(1)
adım google'da çıkmasın
(1)
algı gerçektir
(1)
altın
(1)
altınları
(1)
amniyo sentez
(1)
amniyosentez
(1)
ankara
(1)
arama motoru
(1)
asma
(1)
auto erotic asphixication
(1)
ayak
(1)
ayak temizliği
(1)
azınlık hakları
(1)
ağlamak
(1)
ağız kokusunu önlemek
(1)
babet yara yaptı
(1)
bahar
(1)
baklava
(1)
bakım
(1)
balböceği
(1)
barış manço
(1)
batı trakya türkleri
(1)
bel kemeri
(1)
brokoli salatası
(1)
brugge porselen
(1)
brütüs
(1)
bulantı
(1)
buzdan müze.
(1)
böğürtlenimsi
(1)
can dündar
(1)
caught in the middle
(1)
cemal süreya..
(1)
depeche mode
(1)
deprem
(1)
dirsek bakımı
(1)
diş eti
(1)
diş ipi
(1)
diş sağlığı
(1)
dondurma
(1)
dondurucu soğuk
(1)
downsendromu
(1)
düğün davetleri
(1)
el ayak bakımı
(1)
el kuruluğu
(1)
el nemlendiricisi
(1)
elma
(1)
elmalı cevizli puding
(1)
fahri
(1)
forum
(1)
foça
(1)
free love
(1)
funda arar
(1)
geceler.
(1)
genetik hastalıklar
(1)
genç
(1)
godotyu beklerken
(1)
google
(1)
gögüs
(1)
gökçe
(1)
güney afrika
(1)
güneşli bir sabah
(1)
hakikat komisyonu
(1)
havilland krem
(1)
hepatit b
(1)
hitler
(1)
hocam
(1)
hz.muhammet
(1)
iktisat
(1)
ileri yaştaki kadınlar
(1)
ipuçları
(1)
ishal
(1)
istanbul
(1)
isviçre
(1)
italy
(1)
jane eyre
(1)
jinekoloji
(1)
jooble
(1)
jooble-tr.com/
(1)
joseph
(1)
julide ateş
(1)
kadınlar için şınav
(1)
kafes temizliği
(1)
kanser riski
(1)
karartma günleri
(1)
karpuz çekirdeği
(1)
karsı dağların heybetinden mi gireyim??
(1)
karın düzleştirme
(1)
kavun
(1)
kazaklı tüy =)
(1)
kilo almak
(1)
kissing you goodbye
(1)
konular
(1)
kpss
(1)
kuklagiller...
(1)
kusma
(1)
kuyumcu
(1)
külah
(1)
külah pasta
(1)
kırmızı turp
(1)
kızgın güneş
(1)
lavanta
(1)
lavanta çayı
(1)
leperuj
(1)
leyla ile mecnun
(1)
mekik
(1)
mengele
(1)
muhabbet kuşu
(1)
muhabbet kuşu bakımı
(1)
muhabbet kuşu banyo
(1)
muz sesleri
(1)
nara
(1)
nedensiz
(1)
nelson mandela
(1)
oldies
(1)
pamela anderson
(1)
patatesli börek
(1)
patatesli peynirli börek
(1)
patos
(1)
pervasız
(1)
peygamber efendimiz
(1)
peynir
(1)
phokaia
(1)
plastik su şişeleri
(1)
porselen bebek
(1)
poselen bebek
(1)
push up
(1)
rafet el roman nerdesin
(1)
roboski
(1)
sarı lira
(1)
sayesinde
(1)
sende mi brütüs
(1)
senede bir gün
(1)
sivrisinek
(1)
sivrisinek kovar
(1)
soframız
(1)
sor dağılımı
(1)
sosyal
(1)
soğan
(1)
star tv
(1)
storia di un tale
(1)
su
(1)
suluk
(1)
sus küçüğüm söz büyüğün (su küçüğün söz büyüğün
(1)
süt
(1)
sınav nasıl çekilir
(1)
sırt yağı eritme
(1)
tam buğday ekmeği ve faydaları
(1)
ters mekik
(1)
the gummy bear
(1)
the pierces
(1)
tooner dolls
(1)
torba
(1)
trt haber
(1)
tuttu fırlattı
(1)
tüylenmiş kazak
(1)
uludere
(1)
under the tuscan sun
(1)
uygun ayakkabı seçmek
(1)
vasiyet
(1)
yalnızlık 2013
(1)
yalnızlık kalbimin ilelebet sahibi
(1)
yaz salatası
(1)
yağ yakan besinler
(1)
yağ yakma
(1)
yeni logo star tv
(1)
yeşillik
(1)
yorgun
(1)
yorulmadan zayıflama
(1)
yumurta
(1)
yüzünden..
(1)
zayıflamak
(1)
zeybek vs yunanistan davası
(1)
çanta
(1)
çat pat deil sular seller gibi
(1)
çıtır börek
(1)
çığlık
(1)
ölüm orgazmı
(1)
öteki kadın
(1)
özel geceler çin
(1)
üniversite
(1)
şınav
(1)