Giriş:
Afrika Birliği içerisinde Afrika kadınlarının yaşadıkları geleneksel problemlerin uluslararası koruma mekanizmaları ile korunmasından öte bölgesel bir koruma mekanizmasına ihtiyaç duyulmuştur. Afrika İnsan ve Halkları Hakları Protokolü’ne ek olarak oluşturulan Kadın Hakları Protokolü kadınlar içim oldukça güzel bir geleceğin müjdeleyicisi olarak görülmüştür.[1] Protokol değerlendirildiğinde olumlu gelişmelerin öncüsü olduğu gerçeği kabul edilmektedir fakat usul olarak bazı aksaklıkları ve belirsizlikleri barındırmaktadır. Bu yazıda da, Protokol’ün oluşumu, denetim sistemi içerisinde sorun teşkil eden konular, bireysel başvuru sistemi ve kadın hakları özel raportörlüğü değerlendirilecektir. Bu yazıda, rapor denetim sistemi ele alınmamıştır. Ayrıca, Protokol ve denetim sistemi oldukça kapsamlı bir araştırma konusu olduğu için Protokolün kapsamına özel olarak değinilmemekte sadece gerektiğinde maddelerine atıf yapılmaktadır. Bu yazının amacı, Protokol’ün ne kadar uygulanabilir olduğunu ve Afrikalı kadınların hak ihlaline maruz kaldıklarında denetim sisteminden nasıl faydalanacaklarını anlamaktır. Protokol taraf devletlerce imzalanmış olsa da, kadınlar bu Protokol’den faydalanmayı, mekanizmayı hak aramak için neredeyse hiç kullanmamaktadırlar. Özellikle, devletlerin hukuk kuralları Protokol’ü genellikle dışlamaktadır ve geleneksel hukuk kuralları Protokol’den daha ağır basmaktadır.
I.Bölüm: Protokol’ün Oluşumu
Kadın hakları ile ilgili evrensel koruma mekanizmalarının, Afrika kıtasına özgü problemlere her zaman yeterli gelmediği 1990’lı yıllarda idrak edilmiştir. Başka bir deyişle, Afrika’nın kendine özgü koşullarında uluslararası mekanizmalardan ziyade bölgesel bir koruma mekanizmasına ihtiyacı vardı. Afrika devletleri uluslararası sözleşmelere taraf olsalar da genellikle Afrika kıtası uluslararası çerçevede kural koyma aşamalarında dışarıda tutulmuştur.[2] Bu aşamalarda, Afrika perspektifi ya görmezden gelinmiş ya da kötülenmiştir. Bu yüzden Afrika İnsan ve Halkları Hakları Komisyonu, Afrika merkezli kadın hakları odaklı bir belgeye ihtiyaç olduğunu tespit etmiştir. Komisyon, sivil toplum kuruluşları ile 1990’lı yılların ortalarında bu düşünce üzerinde çalışmaya başlamıştır. Örneğin, 1995 yılında Women in Law and Development in Africa (WiLDAF) ile kadın hakları üzerine bir seminer düzenlemiş[3], uzmanlar atayarak Afrika sivil toplum örgütleri ile Protokolün hazırlanmasına katkıda bulunmuştur. Protokol sadece kadın haklarının gelişiminde katkıda bulunmuş bir metin olarak görülmemelidir, genel olarak tüm toplumun faydası gözetilmiştir. Örneğin; Protokol, sağlık ve sürdürülebilir çevre hakları konusunda ilerlemeye katkıda bulunmuştur.
Temmuz 2003 tarihinde Maputo - Mozambik’te yapılan 2. Olağan Oturum’da Afrika Birliği’ne üye devletler bu protokolün ivedilikle yürürlüğe girmesini sağlamak amaçlı bu belgeyi imzalamaya ve onaylamaya davet edilmiştir.[4] Protokol, Maputo Protokolü olarak da bilinmektedir. Protokolün yürürlüğe girmesi için, on beşinci onay belgesinin tevdi edilmesinden otuz gün sonra yürürlüğe girmesi öngörülmüştür.[5]
25 Kasım 2005 tarihinde, Afrika Birliği’ne üye 15 devlet tarafından onaylanmış ve yürürlüğe girmiştir. Temmuz 2010 tarihinde ise 53 üyeli Afrika Birliği’nden 46 devlet Protokol’ü imzalamış ve bu ülkelerden 28 tanesi de onaylamış ve onay belgesini de depo etmiştir.[6] Botswana, Mısır, Tunus ve Eritre Angola, Kamerun, Sudan, Tunus ne imzalamış ne de onaylamıştır.
Kadın Hakları Protokolü ek bir protokol olduğu için Afrika Şartı’na ilave olarak görülmelidir. Bu yüzden Protokol kendi kendine değerlendirilmemeli ve Afrika Şartı ile birlikte yorumlanması gerekmektedir. Afrika Şartı, Protokol’ün yorumlanmasında yardımcı olmaktadır.
II. Bölüm: Protokolün Değerlendirilmesi
Bu başlıkta, Protokol’ün kapsamından öte taraf devletler tarafından uygulanabilirliği değerlendirilmiştir.
Afrika Birliği’nde özellikle kadın haklarını temel alan bir mekanizma oluşturularak evrensel ve devredilemez kadın haklarına önem verilmesi amaçlanmıştır. Örneğin; Protokol, kadın sünnetinin ortadan kaldırılması için ilk defa belirli bir yükümlülük getirmiştir. İlk defa bir Protokol, açıkça kadınların kürtaj hakkı olduğunu, cinsel taciz, tecavüz, ensest hallerinde ve hamileliğin devamının annenin ruhsal ve fiziksel sağlığını veya annenin ya da fetüsün yaşamını tehlikeye attığı durumlarda tıbbi kürtaja izin verilmesi gerektiğini belirtmiştir.[7]
Bununla birlikte, Protokol’de bazı sorunlar bulunmaktadır. İlk olarak, kesin hükümlerde ifade edilenlerin etraflıca ortaya konulmayışı kadın haklarını, yasakladığı zararlı muamelelerden korumak için oldukça sınırlı kalmaktadır. Örneğin, zararlı uygulamaların ortadan kaldırılması ile ilgili maddede taraf devletler, kadının insan haklarını olumsuz yönde etkileyen ve tanınmış uluslararası standartlara aykırı düşen tüm zararlı uygulama biçimlerini yasaklayacak ve kınayacaklardır. Akabinde, bu genel yargıyı geleneksel hukuku benimseyen devlet benimsemekten bir hayli uzak kalacaktır. Yani hangi tür hukuk kuralının bu Protokol’ü uygulamaya geçireceği, yorumlayacağı hakkında açık anlaşılır bir kılavuz olamamıştır. Protokol, taraf devletlerin yerel mahkemelerinde Protokol maddelerinin uygulanmasında nasıl bir yol izleyeceği hakkında çok az bilgi sağlamaktadır. Böylece Protokol; kanun hükmünde kararname, örfi hukuk ve mevcut hukuk kuralları arasında herhangi bir farklılık çizmemektedir[8]. Bu önemli bir husustur çünkü bir hukuk kuralının formu diğerine üstün gelebilir ve etkilenecek olan tarafın sonucunu aleyhine değiştirebilir. Bu yüzden, taraf devletlerin hukuk kuralları Protokol’e uyum sağlamalı ve Protokol’ün hükümleri öncelikli olmalıdır.
İkinci olarak, devlet tarafından Protokol’ün uygulanması veya onaylanması gerçekleşmediğinde, önceki ihlallerin belirlenmiş haklar üzerindeki tehlikesi görmezden gelinmiş olacaktır. Buradaki en önemli kaygı, Protokol’ün ne zaman uygulanacağından öte nasıl uygulanacağıdır. 26. Madde’de taraf devletlerin Protokol’ü ulusal seviyede uygulanmasını sağlamakla yükümlü olduklarını ve Afrika Şartı uyarınca sunacakları dönemsel raporlarında Protokol’de yer alan hakların tam anlamıyla hayata geçirilmesi için alınan hukuksal ve diğer tedbirleri belirteceklerdir hükmü yer almaktadır. Buna ek olarak, taraf devletler, Protokol’de yer alan hakların tam ve etkili bir biçimde uygulanması için gerekli tüm tedbirleri alacak ve özellikle bütçe ve başka kaynaklar sağlayacaktır.[9] Buradan anlaşılan, taraf devletlerin yerel hukuk kuralları ile Protokol’ü uyumlu hale getirmeleri ve Protokol’ün hükümlerini ülkelerine uygulanabilir şekle getirmeleri gerektiğidir. Bazı devletlerin mevcut anayasaları varken bazıları kabilesel ya da geleneksel örfi hukuk kurallarına bağlıdır.[10] Bu yüzden de farklı hukuk kurallarının geçerli olduğu bir kıtada Protokol’ün uygulanabilir olması oldukça zordur. Protokol’ün iç hukuk bazında da geçerli olması gerekmektedir. Protokol’ün amacı kadınlara yardım etmek ve korumaksa taraf devletlerin bu usulün nasıl gerçekleştiğini bilmek ve bildirmek, neler yapılacağını öğretmek ve iç hukuk kurallarında da belirtmeleri gerekmektedir. Sonuç olarak, taraf devletlerin hukuk kurallarını bu Protokol ile uyumlu hale getirmeleri gerekmektedir.
Protokol ne zaman başarısız olur sorusunun cevabı ise, Protokol eğer devlet tarafından imzalanmaz ya da onaylanmazsa ya da onaylayan devlet bu Protokol’ü kendi hukuk kurallarına uyumlu hale getiremezse ya da onaylamış ve uyumlu hale getirmiş fakat Protokol’ü pratikte uygulamada başarısız olduğu zamanlarda geçersiz hale gelir.[11]
Protokol örfi hukuka negatif bir yaklaşım sergilemektedir.[12] Çünkü Afrika kıtasındaki birçok geleneksel uygulama kadın haklarını ihlal etmektedir. Bazı uygulamalar Protokol’de kesinlikle yasaklanmışken diğerleri Protokol’ün cümlelerinden çıkarım yapılarak anlaşılmaktadır. Örneğin, kadın sünneti kesin bir şekilde yasaklanmışken başlık parası (lobolo), dul kadının ölen eşinin kardeşi ile evlenmesi (leviratic marriages), en büyük erkek evladın sözünün geçmesi, tüm mallara sahip olması (primogeniture) gibi konularda kesin bir hüküm yoktur[13]. Taraf devletler kadınlara zararlı olan geleneklerini devam ettirebilmek için bazı kesin maddelere çekince koyabilmektedirler. Veyahut taraf devletler bu gelenekçi yaklaşımın yasak olduğunu yazılı olarak kabul etseler de hükümleri zorla uygulamada başarısız olmaktadırlar. Kısaca, Protokol özellikle hangi tür hukuk kurallarının uygulanması gerektiği konusunda açıkça bir hüküm belirtmemiştir bu yüzden de Afrika kültürünce tam anlamıyla benimsenememiştir.
III. Bölüm: Denetim Sistemi içerisinde Bireysel Şikâyet Başvurusu Usulleri
Kadın Hakları Protokolü’nün en fazla eleştirilen yanı denetim sistemindeki zayıflıklardır. Bu belgeye özgü bir denetim sistemi öngörülmemiştir. Ancak Afrika Şartı da kadınlarının karşılaştıkları, mücadele ettikleri belirli problemlere ve ihtiyaçlara hitap etmemektedir. Afrika Şartı’nın önsözü, Madde 2, Madde 3 ve Madde 18(3)’e bakıldığında toplumsal cinsiyetle ve ayrımcılıkla ilgili anlamlar çıkarılabilir. Ancak doğrudan kadın haklarını garanti altına alan herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Örneğin, Madde 18(3)’de kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını devletin ödevi olarak belirtmiştir ya da Madde 2’de cinsiyete dayalı ayrımcılık reddedilmiştir[14]. Kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması, kadın ve çocuk haklarının yeterli korumasının sağlanması ve bunların da uluslararası sözleşmelerle ve bildirilerle taahhüt edilmiştir. Fakat bu madde de kadınları korumayı amaçlarken bunu sadece aile bağlamında sınırlandırmıştır. Afrika kadınlarının karşılaştığı belirli sorunlara hitap etmediği için, kadın haklarıyla ilgili Afrika Şartı’nın ek hukuki bir belgeye daha ihtiyacı olmuştur.
Özellikle, Bazı Afrika Birliği’ne üye devletlerde, Afrika Şartı’nda kadınlara zarar veren geleneksel değerlere önem verip bunların uygulanmasını teşvik ettiği bilinmektedir. Protokol’ün hazırlanmasında, Afrika Şartı’nın zayıflıklarının tespit edilmesi, toplumsal cinsiyet ve kadın hakları konusundaki birçok uluslararası ve bölgesel belgelerin varlığı yol gösterici olmuştur.
Afrika Şartı’nda öngörülen denetim sistemlerini aktarmak gerekirse, Afrika İnsan ve Halkların Hakları Komisyonu, şikâyet başvurusunda bulunma, rapor sunma usulü, insan haklarını yerinde soruşturma yetkisi olarak sıralanabilir. Her birisi geniş bir inceleme konusu olduğu için bu bölümde, sadece bireysel şikâyet başvurusunda bulunma usulü incelenmiştir.
Kadın Hakları Protokolü’nde doğrudan şikâyet başvurusuyla ilgili bir hüküm bulunmamaktadır. Yani hak ihlaline uğramış bir kadının doğrudan neler yapacağı ya da devletlerin nasıl bir yol izleyeceği aktarılmamıştır. Protokol Madde 25’te, devletlerin uygun hukuk yollarını sağlaması gerektiğini, söz konusu hukuk yollarının, yetkili adli, idari veya yasama organları veya yasayla öngörülmüş başka bir yetkili makam tarafından karara bağlanmasının gerçekleştirilmesi gerektiği hükmü vardır.[15] Hak ihlaline uğramış bir kadının tüm iç hukuk yollarını tükettikten sonra Komisyon’a şikâyet başvurunda bulunabileceği belirtilmiştir.[16] Bu yüzden Komisyon’un usul kurallarına bakmak faydalı olacaktır. Komisyon’un usul kuralları 1995 tarihinde benimsenerek işlerlik kazanmıştır.[17]
Afrika İnsan ve Halkların Komisyon’u Afrika Birliği içerisinde insan ve halkların yaşam standartlarını yükseltmek ve haklarını korumak için kurulmuştur. 1986 yılında Afrika İnsan ve Halkları Hakları Komisyonu Afrika Şartı çatısı altında kurulmuştur. Yarı yargısal nitelikte faaliyet gösteren bir mekanizmadır.[18] Komisyon’unun genel olarak üç alanda sorumluluğu vardır. İnsan ve halkların haklarını değerli kılmak, bu hakları korumak ve Afrika Şartı’na göre yorumlamaktır. Kısaca yapısını anlatmak gerekirse, Komisyon on bir kişiden oluşur, Komisyon üyeleri mensup olduğu devletin temsilciğini yapmazlar. Kişisel sıfatlarıyla görev yaparlar. Aynı ülkeden sadece bir kişi komisyonda yer alabilir. Görev süreleri altı yıllıktır ancak tekrardan seçilme imkânları vardır. Komisyonun Sekreterini ise Afrika Birliği Genel Sekreteri atamaktadır.[19]
İnsan hakları ihlalleri konusunda Afrika halkı zarar ve zulüm görmekteyken çoğu zaman haklarının ihlal edildiğinin farkında değildir veya bilseler de kendi ülkelerinde yardım için nereye ve nasıl başvuracaklarını bilememektedirler. Afrika İnsan ve Halkların Hakları Komisyonu’nun en önemli vazifelerinden biri de bireyler, sivil toplum kuruluşları, Afrika Şartı’na taraf devletler tarafından sunulan şikâyetleri değerlendirmektir.
a.Başvuruda Bulunmanın Ön Koşulu Nedir?
Taraf devletin bireyi veya grubuna ait olanlar, öncelikle ihlali gerçekleştirdiği iddia edilen devletin Afrika Şartı’nı onaylayıp onaylamadığını bilmelidir. Şikâyet başvurusunda bulunan devletin de şikâyet başvurusu öncesi Şart’ı onaylamış olması gerekmektedir.
İnsan hakları ihlaline uğrayan bir kadın, ülkesinde mevcut olarak gösterilen yolların hepsini tükettiğinde Afrika İnsan ve Halkların Hakları Komisyonu’na şikâyetini sunarak yardım isteyebilir. Afrika Şartı’nın 46. Maddesinde; Komisyon, insan hakları ihlali iddiası karşısında her türlü uygun araştırma metotlarını kullanabilme yetkisine sahip olduğu hükmü bulunmaktadır[20]. Komisyon hak ihlalinin oluştuğunu tespit ettiğinde ilgili devlete tavsiyelerde bulunur. Bu tavsiyeleri, olayla ilgili incelemelerin yapılıp yapılmadığından emin olmak, mağdurun zararının tazmin edilip edilmediğini öğrenmek ve bu tür bir ihlalin bir daha gerçekleşmesini önlemek adına yapmaktadır. Komisyon’un tavsiyeleri, ilgili devletin parlamentosuna sunulur. Parlamentonun kararı ile son bulur.
Afrika Şartı’nda korunan hak ve özgürlükleri anlamak şikâyet başvurusunda bulunurken oldukça önemlidir. Çünkü başvuruda hak ihlali yapan devletin Afrika Şart’ı içerisindeki hangi temel hak ve özgürlükleri ihlal ettiği belirtilmelidir. Şartta haklar iki temel kategoriye ayrılmıştır. Öncelikle bireysel haklar denildiğinde medeni ve siyasi haklar (yasalar önünde eşitlik, işkence-zalimane-gayri insani - küçük düşürücü davranışlar, köle ticareti), ekonomik, sosyal ve kültürel haklar (eşit çalışma eşit ücret hakkı, mülkiyet hakkı, eğitim hakkı, kadın ve çocuklara karşı ayrımcılığın önlenmesi) akla gelmektedir. Halkların hakkında ise uluslararası barış, güvenlik ve çevre hakları akla gelmektedir.
b. Kimler Başvuruda Bulunabilir?
Afrika Şartı’nda öngörülen denetim sistemine kişiler, gruplar ve taraf devletler şikâyet başvurusunda bulunabilir. Herhangi biri kendi adına veya başkası adına insan hakları ihlallerini Komisyon’a ihbar edebilir. Sıradan bir vatandaş, gruba ait biri, sivil toplum örgütleri, Şart’a taraf devletler iddialarını açıklayabilirler. Şikâyette bulunan, mağdurun yakını veya tanıdığı olmasa da olur ancak mağdurdan açıkça bahsedilmesi gereklidir. Başka birinin isteği üzerine şikâyette bulunma mümkündür. Örneğin bir kadın mahkûmun şikâyet başvurusunda bulunamaması durumunda başka birinin bunu gerçekleştirmesi oldukça işe yarar bir eylemdir.
c. Süreç Nasıl İşler?
Şikâyetçi olanın veyahut onun yasal temsilcisinin Komisyon oturumlarına gitmesi veya davayı savunmasına gerek yoktur. Dava, Komisyon Sekreteri ile yazışmalarla (mektuplaşma) başlayıp sonlanacaktır. Bununla birlikte, şikâyette bulunan Komisyonun oturumlarında bulunmayı tercih edebilir. Bunun yanı sıra; Komisyon, şikâyet başvurusuna bulunanlara yasal danışman temin etme gibi tekliflerde bulunmaz. Bu tür yardıma ihtiyaç duyan insanların ülkelerindeki Barolar Birliği’ne başvurmaları gerekmektedir[21].
Komisyon’un başvuruyu incelemeden önce bazı koşulların oluşturulması gerekmektedir. Örneğin, şikâyet başvurusunda yazar kimliğini gizlemek istese dahi adı bulunmak zorundadır. Afrika Birliği Örgütü Şartı ve Afrika Şartı’na uygun olmalıdır. Afrika Birliği’ne, ilgili devlete ve onun kurumlarına karşı hakaret içeren sözler bulunmamalıdır. Yazılan başvuru sadece medyadan takip edilerek bulunmuş bir olay olmamalıdır. Başvuran, tüm iç hukuk yollarını tüketmiş olmak zorundadır. İç hukuk yollarının tüketilmesinden itibaren makul bir süre içerisinde Komisyon’a sunulmuş olması gerekmektedir. Makul sürede olarak kesin bir süreç belirtilmemiştir. Sadece, aşırı gecikmiş şikâyet başvurularını kabul etmemektedir. Her bir vakanın kendi şartları içinde değerlendirileceği anlaşılmaktadır.[22] Son olarak, şikâyetlerin daha önceden herhangi bir uluslararası örgüt kapsamında çözüme kavuşturulmuş olmaması gerekir.
Başvurular yazılı şekilde olmalı ve Afrika İnsan ve Halkların Hakları Komisyonu Sekreterliği’ne gönderilmelidir. Başvuran bir kişi ya da bir grupsa isimlerini, uyruklarını, mesleklerini, adreslerini ve imzalarını bulundurmak zorundadırlar. Eğer başvuru bir sivil toplum kuruluşu tarafından yapılıyorsa, kurumun adresi ve yasal temsilcilerinin isimleri ve imzaları bulunmalıdır. Eğer başvuru bir taraf devlet tarafından gerçekleştiriliyorsa, devlet temsilcisinin ismi ve ulusal mühür gerekmektedir. Başvurularda maruz kalınan insan hakları ihlalinin nerede olduğunu tarih ve mümkünse zaman belirterek tanımlanması uygundur.
Başvurulara, iç hukuk yollarının tüketildiğine dair belgelerin de eklenmesi gereklidir. Tüm çareler tükenmediğinde başvuru yapılırsa, iç hukuk yollarıyla yapılmasına imkân olmadığını içeren gerekçeleri içermelidir. Buna ek olarak, daha önceden uluslararası insan hakları mekanizmaları tarafından incelenip incelenmediği belirtilmelidir.
d. Geçici Önlemler:
Her başvuruda mağdurun hayatı, kişisel bütünlüğü ve sağlığı yakında olmasından korkulan bir tehlikeye maruz kalmaktaysa özellikle belirtilmelidir. Bu tür acil durumlarda, Komisyon uygun gördüğü takdirde acil önlemler alabilir. Örneğin, ilgili devlete düzeltilmesi imkânsız olan zararlara sebep olmasın diye hiç bir muamelede bulunmaması için baskı yapar. Acil önlem kararlarında, komisyon oturumları dışında Başkan Komisyon’unun diğer üyeleri ile fikir alışverişinde bulunur ve tarafların çıkarları gözetilerek geçici bir önlem alınabilir. Geçici önlemler acil durumlar olduğu zaman alındığı için, Komisyonun görüş ifade etmesi, başvurunun gidişatını etkilememektedir ve bu taraf devlete bildirilir.[23]
e. Afrika İnsan ve Halkların Hakları Mahkemesi ile Komisyonun İlişkisi:
(Bu alt başlık Mahkeme ile ilgili bir bilgi vermek için değildir, sadece Komisyon ile ilişkisinden bahsedilmektedir.)
Afrika İnsan ve Halkların Hakları Mahkemesi ile Komisyonun ilişkilerine kısaca bakmak faydalı olacaktır. Komisyonla en az yılda bir kere olmak üzere çalışma bağlarını geliştirmek adına ne zaman gerekiyorsa görüşmektedir.[24] Afrika Şartı’nın 33. Maddesi’ne uygun olarak Mahkeme Komisyona herhangi bir madde değişikliği olduğunda, usul ile ilgili konularda ve iki organın yönetimi hakkında başvurabilir. Mahkeme, davanın kabul edilebilirliği üzerinde Komisyon’nun fikrini ister. Komisyon’a dava dosyasının ilgili bölümünün kopyasını zaman kısıtının olduğunu bildirerek gönderir. Daha önce sunulan bir başvuruyu incelemek için, komisyondan önce haberdar olunan şikâyetle ilişkili olarak, mahkeme daha önceki şikâyeti resmi olarak geri çekildiğinden emin olmalıdır.
f. Kadın Hakları İhlalleri ile İlgili Komisyona Şikâyet Başvurusu Örneği:
Afrika Komisyonu’na gönderilen şikâyetlerde kadın hakları ihlali üzerinden Afrika Şartı ayrımcılığı önlemesi, insanca muamele, insan onuru ile ilgili maddelere dayanarak bir şikâyet başvurusu olmuştur. 2003 yılında Nijerya’da Safia Yakubu Hussaini adına Interights adlı kuruluş şikâyet başvurunda bulunur. Interights Londra’da bulunan uluslararası insan hakları örgütüdür.[25] Temel şikâyet olarak, Şeriat Mahkemeleri’nin kadınları geniş ve sistematik şekilde hak ihlaline maruz bırakması ifadesi verilmiştir. Safiya Hussaini, Nijeryalı ve çocuklu bir kadındır. Şeriat Mahkemesi’nce zina ile suçlandığı için recmedilmesi uygun görülmüştür. Şikâyette bulunan, Kuzey Nijerya bölgesinde hâkim olan şeriat ceza kanunlarının sadece bir örneği olan Safiya’nın davası gibi birçok hak ihlalinin yaşandığını iddia etmiştir. Hâlbuki Nijerya’daki bütün kanunlar uluslararası ve bölgesel antlaşmalarla uyum halindedir. Buna ek olarak, Afrika Şartı ile ülkenin iç hukukunun uyumlu olması gerekmektedir. Interights’ın şikâyetinde, ülkede yaşanılan diğer hak ihlallerini de anlatmıştır. Verilen örneklerin çoğunda, evlilik öncesi ilişkide bulunulan kişi ile zorla evlendirilme, kadınları grup halinde ilişkiye zorlama, zinadan dolayı taşlanmaya maruz kalma, falaka gibi insan hakları ihlallerine maruz kalmışlardır. Bu suçlara ortak olan erkeklere ise herhangi bir dava açılmamıştır. Şikâyette bulunan örgüt, bu kadınların hiçbirinin mahkemede temsil edilmediğini de iddia etmiştir. Şeriat mahkemelerinde yasal temsilcilerin haklarının çok kısıtlı olduğunu ve sadece Müslüman avukatların görev aldığını da belirtmiştir. Tüm iç hukuk yollarını tükettiğini de belirterek Afrika Şartı’nın başta 2. Madde ayrımcılıkla ilgili olmak üzere, 3.(kanunlar önünde eşitlik), 4.(insan hayatına ve bütünlüğüne saygı) 5.(insan onuru, zalimane küçük düşürücü davranışlarda bulunmama) ve 26. Maddeler bağlamında şikâyet başvurusunda bulunmuştur. Afrika Şartı Madde 26 ise; taraf devletlerin Protokol’ü ulusal seviyede uygulanmasını sağlamakla yükümlü olduklarını belirtir. 2002 yılında şikâyet başvurusunda bulunulmuştur. Afrika Komisyonu başkanı Nijerya başbakanına acil uyarıda bulunmuştur.[26] Buna ek olarak, Şeriat hukukunun gerekli delil ve bilgilerinin gönderilmesini rica etmiştir. 3 ay sonrasında, Nijerya Devleti’nden gelen yazı ile Safiya’nın taşlanmadığını, canını bağışladığını ve Şeriat cezalarının tek taraflı iptal edilemeyeceği ve Şeriat kurallarının hükümet için öncelikli olduğu bildirilmiştir. 2005 yılına kadar görüşmeler, oturumlar devam etmiş fakat kadın hakları üzerine hiçbir iyileştirici gelişme yaşanmamıştır. Sonuçta, Afrika Komisyonu şikâyet başvurusunda bulunan insan hakları örgütünden davanın geri çekilmesine dair bir yazı alınca bu davanın kapanmasına karar verilmiştir.[27] Buradan anlaşıldığı üzere, devletlerin kadın hakları ihlalleri oldukça kabarık ve sivil toplum kuruluşları bunlar üzerine mücadele etseler de bazı taraf devletler iç hukuklarının böyle gerektirdiğini savunup uyarıları dikkate almamaktadırlar. Uzayan süreçle birlikte hiçbir sonuca varılamamaktadır.
IV. Bölüm: Kadın Hakları Özel Raportörlüğü
Afrika İnsan ve Halkların Hakları Komisyonu Afrika’daki kadınların haklarını savunmak ve güçlendirmek amacıyla 1998 yılında Kadın Hakları Özel Raportörlüğü görevini oluşturmuştur. İlk özel raportör 1998 ve 2001 yılları arasında görev alan Julienne Ondziel Gnelenga’dır. Gnelenga Afrika Komisyonu dönem üyeliği de yapmıştır. 2001 yılında Angela Melo özel raportör olarak çalışmıştır. 2007 yılında ise Maître Soyata Maïga özel raportörlüğe atanmış olup görevi devam etmektedir.[28]
Kısaca raportörlerin görevlerine bakmak faydalı olacaktır. Afrika hükümetlerine Afrika’da kadın haklarını korumak ve geliştirme kadına uyguladıkları politikalarda ve özellikle Protokol’ün ve devlet kanunları arasında uyum sağlanmasında yardımcı olmakla yükümlüdürler. İnsan hakları ile ilgili gelişmeleri Afrika Birliği’ne taraf devletlerde yaymak ve ziyaret edilen ülkelerdeki kadınların durumunu araştırmak adına için delilleri toplama misyonunu üstlenmişlerdir. Afrika Şartı ve Protokol’ün taraf devletlerce uygulanıp uygulanmadığını takip etmekle sorumludurlar ve özellikle Afrika’da kadın haklarının durumu üzerine raporlar hazırlamak ve Komisyon tarafından kabul edilecek tavsiyelerde bulunurlar. Gerektiğinde, farklı Afrika devletlerindeki kadınların durumuna yönelik kararname taslağı hazırlarlar ve bunları komisyon üyelerine Kabul edilmesi için sunmakla yükümlüdürler. Farklı Afrika devletlerindeki kadınların durumu ile ilgili karşılaştırılmalı çalışmaları yürütürler. Afrika Komisyonu’na sunulan periyodik ya da ilk raporlarda kadın hakları meselesini yeterince gündeme getirebilmek için taraf devletlere yönergeleri tarif ederler. Ulusal, bölgesel, uluslararası kadın haklarının korunması ve gelişmesinden sorumlu olan aktörlerle işbirliğinde bulunurlar. Fakat raportörlerin Komisyon’a şikâyet başvurusunda bulunan kişiye herhangi bir yardımda bulunacağı hükmü yer almamaktadır. Sadece yorumlayarak, Komisyon’a kimliği gizli tutulmadan ihlale maruz kalan kadın için herkes başvurabildiğine göre raportörler de başvuruda bulunabilirler kanısına varılabilir.
Ulusal, bölgesel, uluslararası örgütlerin çeşitli projelerine katılmak ve bulunduğu yerlerde Protokol ve şart hakkında bilgi yaymakla yükümlüdür. Ülke ziyaretleri boyunca hükümetlerin çeşitli organlarıyla görüşme yaparlar (Adalet Bakanlığı, Tarım Bakanlığı).[29] Ulusal mahkemelerin hâkimleri ve dini liderlerle görüşme yaparlar. Özel raportörler kadınlar üzerine çalışan tüm sivil toplum kuruluşları ile görüşmeyi hedeflerler.
Raportörler, Afrika kıtasındaki ülkelerde planlanan toplantılara, konferanslara katılmaktadırlar. Ülkeler de, istedikleri zaman raportörü kendi ülkelerine Afrika Komisyonu Sekreterliği ile görüşüp davet edebilmektedirler. Örneğin, Afrika İnsan ve Halkların Hakları Komisyonu 42. Olağan Oturumu Kongo’da gerçekleştirilmiştir.[30] Bu oturumda Mali’de Adalet Bakanlığı’ndan bir davet almıştır. Mali’de ise sivil toplum kuruluşları ile görüşmüş, basın toplantısında medyanın insan haklarını güçlendirmedeki rolünden bahsetmiştir. İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin düzenlediği bir seminere katıldığını ifade eden raportör, ölüm cezalarının gündeme alındığını, Mali hükümetinin bu konudaki düzenlemeleri ve ölüm cezasını kaldırma ile ilgili görüşleri tartışılmıştır. Mali Parlamento’sunun Afrika Birliği ve Birleşmiş Milletler’deki etkinliği, sözleşmeleri onaylaması, devlet raporları gündeme gelmiştir.
Özel raportör, Afrika Birliği’ne üye devletlerin yirmi yılı aşkın bir süredir sivil toplum kuruluşlarının Afrika İnsan ve Halkların Hakları Komisyonu’nundan haberdar olmadıklarını belirtir. Afrikalı sivil toplum kuruluşları ve ulusal insan hakları kurumları oturumlara daha çok katılması, devletin ve finansal ortakların desteği gerekmektedir. Raportör, Afrika Birliğine üye devletlerin ve hatta bu protokolü onaylayan devletlerin kadın haklarının gelişimi ve güçlendirilmesi için pek fazla çaba sarf etmediklerini dile getirir[31]. Kadına karşı şiddetin ve ihlallerin çok büyük bir boyutta olduğunu, kurbanlarınsa korku, endişe ve fakirlikten ötürü psikolojik travmalar yasadıklarını belirtir. Bu tür olayları kınama kampanyaları ve dilekçe imzalamaların yetersiz olduğunu ve hatta faillerin cezasız kaldıkları için bu durumlardan eğlendiklerini belirtmiştir. Kadının güçlendirilmesine dair düzenlemelerin artmasını talep etmektedir. Kısaca, raportörler görevleri esnasında katıldıkları aktiviteleri not ederek, sağladıkları katkıları aktarmakta ve son bölümde tavsiyelerde bulunmaktadırlar. Örneğin, Kasım 2009 raporunda, Protokol’ü onaylamayan devletlerin bu Protokolü hızlı bir şekilde onaylamalarını tavsiye etmiştir. Üye devletlerin ise, Afrika Şartı’nın 62. Maddesinde belirtilen Periyodik Raporlarına Kadın ve Kızların durumlarına ilişkin istatistikî verilerini de eklemelerini belirtmiştir. Eğitim programlarında, müfredatta Kadın Haklarını dini liderlerin yararı için güçlendirmelidirler, dini liderler kültür değişimlerinde evrensel bir değer olan eşitlik ve ayrımcılığa karşı olan anlayışı geliştirmelidirler gibi tavsiyelerde bulunulmuştur.
Sonuç Yerine:
Afrika’da kadının hakları basit bir tabirle açıklamak gerek gerekirse, kadınlar görülse de duyulmamaktadır. Yani, BM-Kadına Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne ve Kadın Hakları Protokolü’ne taraf olan devletlerin yükümlülükleri sadece kâğıt üstünde kalmıştır. Kadınların bilinçlendirilmesi ve bu konuda güçlendirilmesi gerekmektedir. Bulundukları coğrafya, mensup oldukları din, etnik köken ve cinsiyetlerinden ötürü oldukça dezavantajlı grup olarak görülmektedir. Bölgesel antlaşma olarak sahip oldukları Afrika’da Kadınların Hakları Protokolü yerel sivil toplum kuruluşlarınca daha çok gündeme alınmalı ve bu tür kuruluşlar daha çok görünür hale gelmelidirler. Protokolün kapsadığı haklar ve tanımlar oldukça geniş ve bariz olsa da denetim ve uygulama mekanizmaları tam olarak işlemediği için faydalı olamamaktadır. Ayrımcılığın önlenmesi, kadının toplumsal ve siyasal hayata katılımı, eşitlik teşvik edilirken nice mekânlarda kadınlar halen şiddete ve ayrımcılığa uğramaktadır. Halen, örf ve adet hukuklarında evlilik, aile, miras ve mülkiyet hakları yerel hukuk üzerinden sağlanmaktadır. Afrika devletleri kadın haklarının gelişimi ve korunması için Protokol’ü onaylamaları yetmemekte, iç hukuklarının da benimsemesi gerekmektedir.
Kaynakça:
African Commission on Human and People’s Right, ‘’Special Rapporteur on the Rights of Women in Africa’’, http://www.achpr.org/english/_info/index_women_en.html, (05.01.2012).
African Court on Human and People’s Rights, (2008) ‘’Rules of Court’’, http://www.african-court.org/fileadmin/documents/Court/Interim%20Rules%20of%20Court/Final_Rules_of_Court_for_Publication_after_Harmonization_-_Final__English_7_sept_1_.pdf, (08.01.2012).
African Commission on Human and People’s Rights, ‘’Article 2: Freedom of Discrimination, Interights on behalf of Safia Yakubu Husaini and et al/Nigeria’’, htttp://www.achpr.org/english/Decison_Communication/Nigeria/Comm.%20269-03.pdf, (16.01.2012)
African Commission on Human and Peoples’ Rights, ‘’African Charter on Human and People’s Rights’’, http://www.achpr.org/english/_info/charter_en.html, (10.01.2012).
African Commission on Human and Peoples’ Rights, ‘’Communications under the Protocol-Information Sheet No.2’’, http://www.achpr.org/english/_info/women_prot..htm, (19.01.2012)
Bilgi Üniversitesi, İnsan Hakları Merkezi, ‘’Afrika İnsan ve Halkların Hakları Şartı’na Ek Afrika Kadınların HaklarıProtokolü’’,http://insanhaklarimerkezi.bilgi.edu.tr/Books/khuku/temel_belgeler/temel_belgeler_afrika_kadin_haklari_protokolu.pdf, (03.01.2012).
Davis Kristin (2009)‘’The Emperor is Still Naked: Why the Protocol on the Rights of Women in Africa Leaves Women Exposed to More Discrimination’’, Vanderbilt Journal of Transnational Law, Vol:42/949.
Durojaye E., , (2006) ‘’Advancing gender equity in access to HIV treatment through the Protocol on the Rights of Women in Africa’’, African Human Rights Law Journal, Vol.6/188.
Gemalmaz Mehmet Semih, Ulusalüstü İnsan Hakları Hukukunun Genel Teorisine Giriş, Legal Yayıncılık: İstanbul, 2010.
Interights, ‘’About Us’’, http://www.interights.org/about-us/index.html, (19.01.2011).
Nsibirwa Martin Semalulu (2001) ‘’A Brief Analysis of the Draft Protocol to the African Charter on Human and People’s Rights on the Rights of Women’’, African Human Rights Law Journal,Vol.40.
Wean Deborah A, (1987) ‘’Real Protection of African Women?’’, Journal of Dispute Resolution, Vol.2.
[1] Deborah A. Wean, (1987) ‘’Real Protection of African Women?’’, Journal of Dispute Resolution, Vol.2, s.430.
[2] Kristin Davis (2009)‘’The Emperor is Still Naked: Why the Protocol on the Rights of Women in Africa Leaves Women Exposed to More Discrimination’’, Vanderbilt Journal of Transnational Law, Vol:42/949, s.959.
[3] Martin Semalulu Nsibirwa (2001) ‘’A Brief Analysis of the Draft Protocol to the African Charter on Human and People’s Rights on the Rights of Women’’, African Human Rights Law Journal,Vol.40 s.41.
[4]Mehmet Semih, Gemalmaz, Ulusalüstü İnsan Hakları Hukukunun Genel Teorisine Giriş, Legal Yayıncılık: İstanbul, 2010,sf: 1397.
[5] Bilgi Üniversitesi, İnsan Hakları Merkezi, ‘’Afrika İnsan ve Halkların Hakları Şartı’na Ek Afrika Kadınların HaklarıProtokolü’’,http://insanhaklarimerkezi.bilgi.edu.tr/Books/khuku/temel_belgeler/temel_belgeler_afrika_kadin_haklari_protokolu.pdf, sf:93, (03.01.2012).
[6]Gemalmaz ,a.g.y.
[7] E.,Durojaye, (2006) ‘’Advancing gender equity in access to HIV treatment through the Protocol on the Rights of Women in Africa’’, African Human Rights Law Journal, Vol.6/188, s.16.
[8] Kristin Davis, a.g.y., s.975-976
[9] Bilgi Üniversitesi,İnsan Hakları Merkezi ,a.g.k., s.93.
[10] Martin Semalulu Nsibirwa, a.g.y., s.40.
[11] Kristin Davis, a.g.y., s.975-976.
[12] Kristin Davis, a.g.y., s.971.
[13] a.g.y., s.965.
[14] African Commission on Human and Peoples’ Rights, ‘’African Charter on Human and People’s Rights’’, http://www.achpr.org/english/_info/charter_en.html, (10.01.2012).
[15] Bilgi Üniversitesi,İnsan Hakları Merkezi ,a.g.k., s.93.
[16] African Commission on Human and Peoples’ Rights, ‘’The Rights of Women in Africa ‘’ http://www.achpr.org/english/_info/women_en.html, (10.01.2012).
[17] Gemalmaz, a.g.y. s. 1361.
[18]Kristin Davis, a.g.y., s. 955.
[19] Gemalmaz, a.g.y.
[20] African Commission on Human and Peoples’ Rights, ‘’African Charter on Human and People’s Rights’’, http://www.achpr.org/english/_info/charter_en.html, (10.01.2012).
[21] African Commission on Human and Peoples’ Rights, ‘’Communications under the Protocol-Information Sheet No.2’’, http://www.achpr.org/english/_info/women_prot..htm, (19.01.2012)
[22]Gemalmaz, a.g.y., s.1364.
[23] Gemalmaz, a.g.y, s.1362.
[24] African Court on Human and People’s Rights, (2008) ‘’Rules of Court’’, http://www.african-court.org/fileadmin/documents/Court/Interim%20Rules%20of%20Court/Final_Rules_of_Court_for_Publication_after_Harmonization_-_Final__English_7_sept_1_.pdf, (08.01.2012).
[25]Interights, ‘’About Us’’, http://www.interights.org/about-us/index.html, (19.01.2011).
[26] African Commission on Human and People’s Rights, ‘’Article 2: Freedom of Discrimination, Interights on behalf of Safia Yakubu Husaini and et al/Nigeria’’, htttp://www.achpr.org/english/Decison_Communication/Nigeria/Comm.%20269-03.pdf, (16.01.2012)
[27] a.g.k.
[28] African Commission on Human and People’s Right, ‘’Special Rapporteur on the Rights of Women in Africa’’, http://www.achpr.org/english/_info/index_women_en.html, (05.01.2012).
[29] a.g.k.
[30]a.g.k, Intersession Activity Reports, http://www.achpr.org/english/_info/women_Intersess..htm, (12.12.2011).
[31] a.g.k
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder