bende ki varlığınız da suyun içindeki balonun şişme ihtimali kadar..
...
yolunuz uzun, karnınız aç, yüzünüz ekşi, biraz acelecisiniz... sevmek için de uğraşmadım sevmemek için de bir çaba harcamadım...
bir elvedadan öteye gidemeyecek kadar az kelime bilmeniz sizi sırça köşk sahibi yaptıysa bunun mutluluğu ya da kahrı inanın ben de değil.. birileri sizi sevme zahmetine katlanıyor ama ben değil..
......................................................
bir elvedadan öteye gidemeyecek kadar az kelime bilmeniz sizi sırça köşk sahibi yaptıysa bunun mutluluğu ya da kahrı inanın ben de değil.. birileri sizi sevme zahmetine katlanıyor ama ben değil..
......................................................
ne kadar da ılık bir gündeyiz, güneşin tenimi ısıtmasından önce güneşin kokusu cazip gelir bana, basitçe yaşarım günümü, ellerimi çırpar ruhumu ahenge sokarım, mutsuzsam susarak söylerim duygularımı, gülümserken giydiririm lafların en alasını siz farketmeden...
sizde ise güneşli havalarda ne giyeceğim derdi ya da birini nasıl üzebilirim düşüncesi, biraz da acıtasyon çelişkisi... dedim ya yolunuz çok uzun, ruhunuz da aç, nefisleriniz bencil, gereği var mıdır ifşa etmeye ruhunuzun çöplerden beslendiğini...
doğa her zamanki gibi zinde, asla yorgun olamaz ya.. sizin yol baya uzun, koşsanız da yetişemezsiniz, kaçırdığınız gibi gidenleri, durakların yerini de kaçırtmışsınız aklınızdan..
kısacası sizler, zamana yenilmiş yolun dışında kalmışsınız...
kısacası sizler, zamana yenilmiş yolun dışında kalmışsınız...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder