türkiye coğrafyasını düşünelim, aklınıza geldi mi bilmem..
Türkiye de bir bölgenin akarsularının yukarı havzası yani doğduğu yer-kaynağı başka ülkedendir ve sonrasında Türkiye'ye dökülür, dışarı kaynaklıdır bu akarsular. Aras, Kura, Fırat ve Dicle.. bu akarsuların geçtiği sınırlar da türkiyenin en sorunlu bölümleri olduğunu düşünürsek, coğrafyası da buna müsait diyebiliriz..
Güneydoğu anadolu insanı genelde affetmez yok eder bir suçlu varsa ortada, buharlaşma da o bölgede çok misal, hiç doğal göl yok..
Akdeniz de karstik yapı fazladır, kolay affeder ama insanlar kolay raydan çıkar, başkasından kolay etkilenirler, bir gün dolu dolu yağarlar bazı günler ise oldukça kurak olurlar..
Doğu anadolunun insanı inatçıdır. Coğrafyası da nitekim öyle.. çıldır gölü her yıl kışın donarmış, uluslararası buz pateni müsabaskı düzenlenileceği yıl göl buz tutmama gibir bir inatçılık yapmış =) inatetmiş bildiğiniz =) ama tabiki sonra donmuş.. ya da hatırlarsanız erzurum kış olimpiyatlarında erzurumda yeteri kadar kar yoktu, dağlardan kar getirmişlerdi, buzlu sahayı öyle elde etmişlerdi ve ertesi gün yarışma için hazırlanmıştı ancak gece boyu kar yağmış ve hazırlanan buz pistler karla dolmuştu... inat edip yağmayan kar her sey yapay yolla hazırlandıktan sonra yağmıştı... doğu anadolunun da insanı aksidir, inatcıdır...
gelelim iç anadoluya, iç anadolunun da suları gölleri kapalıdır dışarı akmaz taşmaz.. anadolu insanı muhafazakardır, dışa kapalıdır, ön yargılıdır =)
karadeniz insanları da akarsuları gibidir, akıp taşmak ister, bir anı bir anını tutmaz, azcık delilerdir, horonla sakinleşirler =)))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder